- Kategori
- Öykü
Gülün en güzeli

Gül, güller arasında
“Fırsat, kapınızı iki kez çalar sanmayınız.” - Chamfort
Gerek aşta, gerek aşkta ve gerekse uğraşta bireyin önüne önemli fırsatlar çıkar. Bunlardan yararlanmasını bilirse yaşamında mutlu, değilse mutsuz olur.
Hemen herkes, bu tür fırsatlarla karşılaşır. Çok az kişi bunlardan yararlanır. Oysa büyük bölümü kaçırdıktan sonra değerini anlar. Ne ki geç kalmıştır. “Kaçan balık büyük olur.”
Kaçan fırsatlar için şairler şiir yazar, besteciler beste yapar. Shelley’in söylemiyle: “En tatlı şarkılar, en acı duyguları dile getirenlerdir”. Böylesine söylenmiş atasözlerinin ya da özdeyişlerin sayısı çoğaltılabilir.
Yazanı saptanamayan ilginç bir yazı örneği. Yoruma ve yorumlamaya açık. En güzel gülü arama uğruna nelerin yitirildiğini birlikte irdeleyelim.
*
“ Geçmiş yıllarda şirin bir kasabada dünya güzeli bir kız yaşar. O denli güzel ki, uzak yerlerden yakışıklı, varlıklı ve soylu birçok delikanlı onu görmeye gelir. Kimseyi beğenmeyen genç ve güzel kız, kendisine evlenme önerisinde bulunanları reddeder.
Aynı kasabada o yıllarda yaşayan ve bu güzel kıza âşık olan bir delikanlı, kızı ister. Ne ki genç kız, onu da istemez. Delikanlı, zamanla o kasabadan ayrılır. Evlenip çoluk çocuk sahibi olur ve yaşamını sürdürür.
Bir zamanlar yaşadığı güzel kasabaya yıllar sonra yolu düşer. Dünyalar güzeli kız aklına gelir ve merak eder. Rastladığı tanıdık ve yaşlı birisine sorar.
Yaşlı adam, bahçeli ve bakımlı bir evi göstererek; kızın evlendiğini ve o evde yaşadığını söyler. Bizimki, bir zamanlar herkesi reddeden kızın eşini çok merak eder! Gözetler ve evden çıkarken görür. Gördüğü şişman, kel ve çirkin mi çirkin birisidir. Gözlerine inanamaz! Araştırdığında varlıklı olmadığını da anlar.
Merakını gideremeyen delikanlı, adam uzaklaştıktan sonra evin kapısını çalar. Kapıyı açan güzel bayana kendisini tanıtır ve neden böyle biriyle evlendiğini sorar.
Bayan, biraz düşündükten sonra arkadaki gül bahçesini göstererek; en güzel gülü koparıp getirdiğinde beklediği yanıtı vereceğini dile getirir. Tek koşul olarak; bahçede ilerlerken geriye dönmemesi gerektiğini belirtir.
Adam, bunun üzerine çok sayıda gülün olduğu bahçede ilerlemeye başlar. Sayısız güzel gül gözüne çarpar. Aniden çok güzel bir sarı gül görür. Soldaki akgül ilgisini çeker. Sağdaki kadifeden gözünü ayıramaz. Tam ona doğru eğilirken ileride kocaman pembe bir gül gözüne takılır. Ona uzanırken daha ileride eşsiz güzellikte bir kırmızı gül goncası görür. Derken, bir de bakar ki, bahçenin sonuna gelir. Oradaki bir gülü kopararak güzel bayana verme umarsızlığında kalır!
Bahçenin en güzel gülünü getirmesini beklerken bir de ne görsün; yaprakları solmuş, cılız bir gül eline ulaşır! Bunun üzerine yakışıklı adama dönen güzel bayan şöyle der:
—Gördünüz mü? Her zaman daha iyisini bulmak isterken, hayat geçer ve siz bulduğunuza razı olmak zorunda kalırsını! Bu yüzden, zamanında bulduğunuzla yetinebilmeyi bilmek, gerekir!”
Geliniz bir Ertan Sezer şiiri ile güllenelim:
Gül
Bir tek gül gönder bana,
Narçiçeği renginde, kırmızı olsun.
Yapraklarında çiy damlaları
Açılmamış tomurcuk olsun.
Tek bir gül gönder bana,
Yüreğinden kopmuş gibi,
-Sımsıcak- Sen koksun.
Bir tek gül gönder bana,
-Ne olursun-
Dünyalar benim olsun!
*
Muhsin DURUCAN-DÜŞÜNCEMİZ SİZİNLE, s.152-153