- Kategori
- Şiir
Gümülcine

Yosun tutmuş tekke şadırvanlarına oturup
Hüzünle süzdüm ruhunu imbiklerden.
Kiraz kokularını içime çektim;
Seni ta derinimde duymak için.
Son yapraklardan sabah çiyini üfledim:
Ayazların dağıttığı sisin ardından,
Türk firuzesi değil,
Helen mavisine boyanmış
Yetim bir diyar çıktı.
Evrenos Bey’in izini,
Beyhude aradım,
Kır Mahalle sokaklarında.
Çukur Kahve’den
Ulu mirasın,
Yüküyle kamburlaşmış üç beş ihtiyar çıktı.
Gümülcine bir koca meydan;
Erlerin yüzyıl önce uğurlandığı.
Gümülcine çimen sarısı bir yaprak,
Lodosla poyrazın kucağında savrulan.
Gelincik baharlarını beklerken,
Küçük Müsellim kırlarında,
Kadere küsmüş sonbahar çıktı.
Hemitli’de devlet,
Hiç ödenmemiş diyet,
Devlet kurana has haslet bekledim;
Kuşçubaşı Eşref’in hayali
Ve yıkık bir hisar çıktı.
Gümülcine sokakları tütün kokardı;
Şehit Süleyman Bey’de şan,
Doktor Sadık’ta dün kokardı.
Gönül, Mestanlı’ya koşarken,
Osmanlı’dan her nasılsa arda kalan,
Gülistan’ın önünde,
Altı asırlık çınar çıktı.
Naim ÖZDAMAR
14 Ocak 2009