Gün o gündür!..

Etraf toz duman… Yarını görebilmek mi? Zor… Çok zor. Yarınları görebilmek mümkünse de, bugünden hemen sonraki “yarın”ı görebilmek, hemen hemen imkânsız… Acep neresi bombalanacak bu gece? Hangi dağdan, hangi birliğimize pusu kurulacak? Rufailer, hangi ıslak-kuru imzalarla, kimlerin başına hangi yeni çorapları örecek? Kim, kimin üstüne basarak tırmanmayı deneyecek? Kim, kimin acıları üzerine, geleceğe dönük hırslarının binasını inşa edecek?.. Ve kim?.. Kimler, bu ülkenin bu acıklı durumdan kurtarılması için bir araya gelecek? Ve kez de, [içine yuvarlanılan bu biçare çukurda] <ı>“baht-ı kara maderini” kurtaracak bir başka yiğit” bulunabilecek mi? Bulunacak bu yiğit, çamurdan, tozdan, provokasyondan, saldırıdan ve her türlü şerden yakasını kurtararak, ülkeyi kurtarma işine kendisini adayabilecek mi?.. Durum aynı… Ama, koşullar değişik!.. O zamanın ultra-modern teknolojisi hava bombardımanlarını yaratmıştı… Ama düşman süngü ile denize döküldü. Bugünün ultra-üstü teknolojisi, televizyonları kullanıyor, ıslak imza teknolojilerini, bilgisayarı, interneti ve iletişim ağını kullanıyor… Ama bu kez de düşman, bilinçle, örgütle, dayanışmayla, bağlılıkla ve hukukun içinde kalınarak, “çöp”e dönüştürülecektir… O gün de satılık / kiralık insan kaynakları vardı… Bugün de var. İşbirlikçi, bugün de var. Kışkırtıcı ajan, bugün de var. Kitleleri yanlış bilgilendirmeyle yanıltma taktikleri, en geliştirilmiş uzmanları, toplum mühendisleri ve teknikleri ile birlikte, bu gün de var. Ancak o gün olup da, bugün olmayan bir tek şey var: - Kitlelerin saygı ve güvenini kazanmış, toplumsal muhalefetin nabzını tutabilen, Cumhuriyet değerlerinin öz ve esasına yürekten bağlı, tam bağımsızlık ilkesini karakteri haline yükseltmiş, cesur ve ödünsüz politikaları hayata geçirebilecek kurmaylık bilgisine sahip, gerçek bir lider!.. Evet… Gerçek bir lider!.. Bu gün yok. Türkiye’nin içinde bulunduğu zor şartlarda ihtiyacı olan şey budur… Türkiye halkının aydınlık insanları, böyle bir liderin arayışı içindedirler. Hayalleri ile değil, sağduyusu ile hareket eden… Kalbi ile hisseden, ama aklı ile karar veren… En büyük zenginliği ciltler dolusu kitap, en üstün niteliği dürüstlük ve yüreği gerçek bir vatan sevgisi ile çarpan… Günün güncel politikanın çamuru içinde dahi tertemiz akabilen bir lider!.. Milli olanla evrensel olanı alın teri ile birleştirerek, bu nadide hamurdan zenginlik üretebilen bir lider… Evet… Bir lider. Gerçek, somut, eti, kemiği, yüreği ve kafası olan bir lider… Çok şey mi istiyoruz, dersiniz?.. Hayır, asla… Az istiyoruz; az… Çünkü, ülke o haldedir ki… Ve o duruma getirilmiştir ki… Ancak, bu saydığımız nitelikleri şahsında toplayabilen bir lider bu ülkeyi, yeniden toparlayabilir; Cumhuriyetin değerlerini yeniden layık olduğu yerlere yerleştirebilir… Ve bizler… Siz, ben, onlar… Ve hepimiz… Bu lideri kendi içimizden çıkartmak [hatta yaratmak] zorundayız. Çünkü, görünen köyün kılavuzu bize şöyle demektedir: - Ya bu deveyi güdeceğiz… Ya da bu diyardan gideceğiz!.. Evet… Gün o gündür. Bugün ise, o günden… bir önceki gün! www.soruyusormak.com http://www.dnm-ler.com/