Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

Günah çıkartma seansları veya İlhan Selçuk'u yeniden keşfetmenin derin hazzı...

Günah çıkartma seansları veya İlhan Selçuk'u yeniden keşfetmenin derin hazzı...
 

kendinize engel olmayın...Keşfedin...


İlhan Selçuk hakkında bir şeyler yazmak isteyen bir dönem eski solcular neden ısrarla "Bir zamanlar onun sadık okuruyduk, seksenli-doksanlı yıllarda bıraktık çünkü artık İlhan Selçuk'u aşmıştık..." gibi açıklamalar yapmayı âdeta görev bellemişlerdir? Okumayı yıllar öncesinden bırakmışlardır ama engel olamadıkları bir dürtü ile İlhan Selçuk hakkında yazmaya devam ederler. Sağ gözleri "Sakın ha!.." , sol gözleri ise "Bir okusaydın, neler yazmış bakalım" diye ikilemde bırakmaktadır onları.

Biliyorsunuz İlhan Selçuk sağlık sorunları nedeniyle uzunca bir süredir yazılarına ara vermiş bulunuyor. Gazetesindeki köşesinde eski yazılarından seçmeler yayınlanıyor. Periyodik olarak Hikmet Çetinkaya ile güncel söyleşilerde bulunuyor.

Konunun net olarak algılanması için bir takım vurgulamalarda bulunmam gerekiyor.

İlhan Selçuk kimdir? Ne yapmak istemektedir?

Kimilerine göre "Askeri vesayet erkinin, sivil katmanlarındaki elit temsilcisi" kimilerine göre bir "Darbetör"

Kimilerine göre Ata emaneti bir gazeteyi kapanmanın eşiğinden alarak (imtiyaz sahibi olarak) bugünlere getiren, tam bağımsız bir ülke hedefleyen, laisizmi olmazsa olmaz olarak kabul eden, her daim aydınlanmanın önemini vurgulayan bir eski tüfek.

Peki...Bu eski tüfek son söyleşisinde neleri vurguladı da? Eski okurları ondaki bu muazzam değişimi (!) bir anda fark ettiler.

Askeri darbe üzerinden siyaset döneminin sona erdiğine dikkat çekmiş İlhan Selçuk.

Bu mesajı İlhan Selçuk' un bakış açısındaki değişim diye değerlendirip okura sunarsanız yazarın önceki dönemlerde darbe yanlısı olduğunu vurgulamış olursunuz. Ancak nasıl bir darbe yanlısı ise her darbe veya muhtıra dönemlerinde ilk gözaltına alınan ve bir dizi işkencelerden geçirilen kişinin neden İlhan Selçuk olduğunun yanıtını da vermek zorunda kalırsınız.

Faili meçhul cinayetlerin sona ermesini, akan kanın durmasını ne askeri ne de sivil vesayetin hükmü altına girilmemesi gerektiğini vurgulamış İlhan Selçuk.

Gene soruyorum. Daha önceki İlhan Selçuk, cinayetlerin sürmesini, kardeş kanının akmasını isteyen yazılar yazıyor ve demokrasi oluşumu dışında bir vesayetin temsilciliğini mi üstleniyordu?

Atatürkçülük ve ulusalcılık adı altında şoven milliyetçilik yapılıdığını ve sandıkla gelenin sandıkla gitmesi gerektiğini altını çizmiş İlhan Selçuk.

Sormaya devam ediyorum. Önceleri İlhan Selçuk bugün beyan ettiklerinin aksinimi yapıyordu?

Tüm bunları İlhan Selçuk'ta görülen muazzam değişim diye sunarsanız ispat etme yükümlülüğü omuzlarınızda olacaktır.

...

"2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul" etkinliği ile ilgili bir Tv filmi var. İzlemiş olmalısınız. Denizde bulunan yaşlı bir balıkçı ve martı figürlerinin eşliğinde Ayasofya Müzesi tüm haşmetiyle İstanbul Boğazına taşınmış yalılara komşu olarak görünmektedir. Balıkçı oldukça şaşkın hayâl ile gerçek arasında bocalamaktadır. Reklam filminin devamında ekranda şu yazı belirir :

"Ayasofya 1472 yıldır İstanbul'da. Her zamanki yerinde... Şimdi yeniden keşfetme zamanı..."

Ve gelelim sadede :

"İlhan Selçuk seksen küsür yıldır ışığın ve aydınlanmanın yanında. Her zamanki yerinde...Şimdi yeniden keşfetme zamanı..."

Kendinize güzellikler yapmaya devam edin...

Keşfedin...

...

Karşılıksız, koşulsuz, dört dörlük bir vatan sevgisinin hüküm süreceği günlerde sarmaş dolaş olmak üzere

Esen kalın...

 
Toplam blog
: 262
: 1569
Kayıt tarihi
: 27.09.07
 
 

Anadolu'nun doğusunda sonradan ismi değiştirilen köylerden birinde zemheri zamanına denk gelen bi..