Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

Ölümünün 17. yılında Uğur Mumcu cinayetine farklı bir bakış...

Ölümünün 17. yılında Uğur Mumcu cinayetine farklı bir bakış...
 

Görsel : trabzon.cydd.org.tr


Uğur Mumcu cinayetinin taşeron örgütü bugün net bir şekilde bilinmektedir. Bu kanlı eylemi; İran çıkışlı " Kudüs Savaşçıları Tevhid ve Selam Örgütü" gerçekleştirmiştir. Örgütün üst düzey üç elemanı ağırlaştırılmış müebbet cezası hükmü giymiş ve karar Yargıtay'ca onanmıştır. Kuruluşunun ilk yıllarındaki başlıca görevi ülkemizdeki "Humeyni Rejimi" karşıtlarını izlemek ve İran'a dönüşünü sağlamak olup Uğur Mumcu cinayetine kadar kanlı bir olaya karışmayan istihbarat literatüründeki tanımıyla "uyuyan" bir örgüttür. Örgüt sonraki yıllarda İran istihbaratıyla sorunlar yaşamış ve Tahran'la bağlantısını kopararak "sipariş üzerine terör" eylemleri yapan bir konuma geçmiştir.

Kudüs Savaşçıları Tevhid ve Selam Örgütü elemanları davanın ilerleyen aşamalarında "pişmanlık yasası" ndan faydalanarak azmettiricileri itiraf etmek üzereyken yaşanan iki önemli gelişme davanın seyri adına oldukça önemlidir. İtiraf aşamasında davayı yürüten mahkemeye, İstanbul Üniversitesince hazırlanmış, örgüt elemanlarının işkence gördüğünü saptayan bir rapor ulaşmıştır. Rapor, sanıkların itiraf eylemlerinden vazgeçmelerine ve sonuna kadar susma haklarını kullanmalarına neden olmuştur. Öyle ki, haklarında verilen "ağırlaştırılmış müebbet" kararı bile onları "konuşmama" kararından caydıramamıştır. İkinci önemli gelişme; Tüzel kişilerin (Atatürkçü Düşünce Derneği, Barolar Birliği v.b. gibi) davaya müdahil olmalarını engelleyen Yargıtay kararıdır. Bu daraltıcı içtihat ile davanın seyri değişmiş ve iddia makamının hakları kısıtlanmıştır.

Yukarıda sıralamış olduğum iki gelişme nedeniyle tıkanan ve faili meçhul cinayetler kategorisinde kalan Uğur Mumcu cinayetinin azmettiricileri olarak günümüzde bir takım odaklar akıl ve ahlak sınırlarını zorlayan adresler vermektedirler. Oysa bu konuda Uğur Mumcu'nun kardeşi Av.Ceyhan Mumcu'nun bence çok önemli araştırmaları ve tespitleri bulunmaktadır. Ceyhan Mumcu, Uğur Mumcu'nun son 312 yazısını iki ayrı şekilde değerlendirmiş. İlkinde yüzdesel olarak hangi konuları yazdığını araştırmış ve ilk sıraya % 64 gibi bir oranla; "ABD' ne ve ABD'nin Ortadoğu üzerindeki eylemlerine ve Irak'a müdahalesine" karşı çıkan yazılar oturmuştur. Sonraki sıralarda Barzani ve Talabani'ye güvenilmeyeceği konusunda yazıları bulunmaktadır. Ceyhan Mumcu ikinci araştırmasını, Uğur Mumcu'nun cesaretle soruşturarak yazdığı ancak diğer köşe yazarlarının yazamadığı türden gelişmeler olarak yapmış ortaya "Mossad'ın Barzani ve Talabani'ye yılda 50.000.000.$ bağış yaptığı" haberi ilk sıraya oturmuştur. Oldukça tedirgin olan İsrail Büyükelçisi birebir görüşme talebinde bulunmuş ancak Uğur Mumcu böylesi bir görüşmeye yalnız katılmayı uygun görmeyerek red etmiştir.

Az önce vurgulamış olduğum bir takım odaklar bugün Uğur Mumcu'nun ölüm emrini Ergenekon verdi diyecek kadar akıl, ahlak ve sabır sınırlarını zorlamaktadırlar. Ki görülen bu davada; Doğu Perinçek, Kemal Alemdaroğlu, İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay gibi Uğur Mumcu'nun dostları yargılanmaktadır.

Son 312 yazısı baz alındığında Uğur Mumcu'nun hangi fincancı katırlarını ürküttüğü net bir şekilde görülmektedir.

Bu cinayetin ABD'nin CIA'sı ile İsrail'in MOSSAD'ının ortak yapımı olduğu net bir şekilde görülmektedir.

Elbette görmek isteyenlere...

...

Karşılıksız, koşulsuz, dört dörtlük bir vatan sevgisinin hüküm süreceği günlerde sarmaş dolaş olmak üzere...

Esenkalın...

 
Toplam blog
: 262
: 1569
Kayıt tarihi
: 27.09.07
 
 

Anadolu'nun doğusunda sonradan ismi değiştirilen köylerden birinde zemheri zamanına denk gelen bi..