Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '10

 
Kategori
Tarih
 

"Ey Türk titre ve kendine dön!" derken...

"Ey Türk titre ve kendine dön!" derken...
 

Sevgili gençler; dikkat... Lütfen dikkat..!


Özellikle seksenli yıllarda Ülkücü tabir edilen kesimin bu keskin sloganının aslı Orhun Yazıtlarında şu şekilde yer almaktadır: "Türk budun ertin ökün."

1940'lı yılların "Irkçılık-Turancılık Davası" sanıklarından ünlü Türkolog Hüseyin Nâmık Orkun, "ertin ökün"ü, "kendine dön" diye çevirir. Orhun Yazıtlarının günümüz türkçesine çevrilmesinde büyük emekleri geçen Prof. Dr. Muharrem Ergin ise ertin ve ökün sözlerini eş anlamda düşünerek "eseflenmek, pişman olmak, kendine dönmek, kendi kendine geçmek, vazgeçmek, dönmek" v.b. gibi anlamlara geldiğini ileri sürer ve "Vazgeç, pişman ol!" çevirisini uygun bulur.

Bilge Kagan "Kendine dön" deyimini, "Ötüken ormanında kal! Oradan ayrılma. Çin'den uzak dur!" anlamımda kullanır. Türk buduna, Ötüken dağ ve ormanında avcılık ve hayvancılık yaparak, bir otlaktan öteki otlağa göçerek hareket hâlinde yaşamayı buyurur. Batılı bazı yazarların "Türk Bismarck'ı" dedikleri Kagan'ın Başdanışmanı Bilge Tonyukuk ise, bu yaşam biçimini Orhun Yazıtlar'ında : "Karakurum'da tavşan yiyerek, geyik yiyerek oturuyorduk. Budunun boğazı tok idi. Düşmanımız çevrede ocak gibi idi, biz ateş idik." şeklinde vurgular. Gene Tonyukuk Orhun Yazıtları'nda bu sefer "Türk Budun ökün!" diyerek "İtaatsizlikten vazgeç" mesajını vermek ister. "Ökün" söylemi kesinlikle "titre" anlamına gelmez.

Bilge Tonyukuk, Çin'in çekiciliğinden uzak durulmasını bu söylemle savunur, Çin'e yaklaşmaktan korkar. Bilge Kagan ise gücünün zirvesinde olduğu bir dönem de göçebeliği bırakıp Çinliler gibi yerleşik düzene geçmeyi düşünür ve budizme ilgi duyar. Eski bir Çin bürokratı olan Bilge Tonyukuk, Bilge Kaganı;

"Türkler, Çinlilerin yüzde biri kadar bile değildirler. Su ve otlak peşinde giderler, avcılık yaparlar. Sabit yerleri yoktur, savaşçıdırlar. Kendilerini güçlü bulunca önden giderler, güçsüz olduklarını görünce kaçarlar, saklanırlar. Böylece Çinlilerin sayı üstünlüğü avantajını ortadan kaldırırlar, sayı çokluğunu onların işine yaramaz kılarlar. Şimdi siz Türkleri, duvarlarla çevrili bir kente yerleştirirseniz ve bir kez Çinlilere yenilirseniz, onların tutsağı olursunuz. Buda ve Lao-tseu'ye gelince, bunlar insanlara yumuşaklığı ve alçak gönüllülüğü öğretirler. Bu savaşçılara uygun düşen bir öğreti değildir"

diyerek kararından vazgeçirir.

Tonyukuk Çin yaşam biçimine özenmek, çadırı bırakıp kent ve saraylarda yaşamak yüzünden, Göktürk'lerin dağıldığını düşünür. Gerçekten de 630 yılında Çinlilere tutsak düşen Doğu Göktürk Kaganı Kie-li, Çin sarayının içine kurulan çadırında ağlayarak ölmüştür. Çin ülkesinin albenisi ve Çin siyasetinin ısrarla Türk boylarını birbirine düşürme taktiği sonucunda Göktürk beylerinin çoğu, Çince adlar almışlar, Çin Ordusu'nun sadık generalleri olmuşlardır.

Verilen tarihsel örnekleri göz önüne alacak olursak Orhun Yazıtları'nda geçen bu söylemin yakın tarihimizde kullanıldığı şekilde bir "Turan" bir "Kızılelma" hâyâli veya "Hedef Turan Rehber Kur'an" gibi bir ütopya taşımadığı net şekilde görülmektedir.

Bir dönem bu tür keskin sloganların verdiği heyecan ile birbirlerini kıran gençler yaş olarak kemâle erdiler. Ne uğruna, hangi imkânsız ülkülerin peşinde koştuklarını anladılar.Yaşanan bunca acı tecrübeden sonra günümüz gençliğine düşen görev:

"Sınırları Misak-i Millî ile çizilen son Türk Yurdunda, Atatürk ilke ve devrimlerinin ışığında büyük bir aşk ile vatanına sahip çıkmak" olmalıdır.

Türklerden önce Anadolu'da Hititler, Frikyalılar, Yunanlılar, Farslar, Romalılar, Bizanslılar, Moğollar da yaşamışlar. Ancak sonunda Anadolu onların değil, onlar Anadolu'nun malı olmuş. İşte bu nedenle; bu topraklar bizim olduğu için bizim, fethettiğimiz için değil! Yaşanan bin küsur yıldan sonra artık fetheden de biziz, fethedilen de... Derinliklerinde eriyen de biziz, eritende... Topraklarını yoğuran da biziz, topraklarında yoğrulanda...Anadolu biziz, biz Anadolu'yuz...

...

Karşılıksız, koşulsuz, dört dörtlük bir vatan sevgisinin hüküm süreceği günlerde sarmaş dolaş olmak üzere...

Esenkalın...

 
Toplam blog
: 262
: 1569
Kayıt tarihi
: 27.09.07
 
 

Anadolu'nun doğusunda sonradan ismi değiştirilen köylerden birinde zemheri zamanına denk gelen bi..