Gündeme dair

Gazetecilere sonsuz sabırlar diliyorum. Ülke gündemini an be an takip edenlerin nasıl dayanır kalbi? İnanması zor.

Öyle dinamik bir ülkede yaşıyoruz ki, her an gündemin flaşlarla kesileceği bir gizem de taşıyor.

Son günlere şöyle bir bakarsam:

Sayın Obama iki gol attı ve gitti.

Yaklaşım, sıcaklık, samimiyet çok iyiydi. Meclisteki konuşmasında önce laik kesime Atatürk’ün kendi ülkesini kuran büyük insanla aynı değerde olduğunu, laik bir ülkeden memnun olduğunu dillendirirken, ardından, “soykırımı da tanırsınız; bir de ruhban okulu vardı sahi, hemen açılmalı,” dedi. “Şimdilik bunlar,” diyerek ülkemizden ayrıldı.

***

Buraların gündemiyse farklı.

Bütün bir yıl sıcakta soğukta çalışan çiftçilerin çilekleri toplanmaya başlandı. Binlerce insan çilek toplamak için tarlalara akın etti. Lakin bu yıl çilek rekoltesi hayli düşük olunca öğlen demeden kamyonetler işçileri evlerine geri götürür.

Ağzına kadar gelmiş borçlar, çiftçinin şimdilik dilinde, sözünde içinde bulunduğu yoksul günlerde.

Limon bahçede yedi kuruş; evet yanlış duymadınız, o güzelim limonlar ağaç diplerine dökülüyor, seneye ağaçlar vermeyecek belki de. –ağaçlar bakımsızlıktan, çiftçinin parasızlığından can çekişir hale gelmiş.-

Ve bütün bunlar olurken, Mısır’dan limon ithal eden zihniyete ne demeli? Hangi hesabı geçebilir?

Mahkemeler yığılıyor alacak verecek davalarıyla.

***

Son olarak Hadise konusunda bir şeyler söylemek isterim.

O kızı çağıran sizsiniz. Eski kliplerini de bilirdiniz. Şimdi ne diye çark ettiniz?

İşte bütün bunlar bize dünyada güvenilmez yaftasının vurulmasına yol açıyor.

Buradaki hiç kimse bunu hak etmiyor.