- Kategori
- Şiir
Güne sen diye erişirken

Güne Sen Diye Erişirken
Ekşidi yüzü lacivert gecenin
Aklı bir türlü almıyordu
Ne olmuştu atlas yorganının altında yatan
Soluk sarı benizli sevgiliye?
Gün akşama dönerken, ne içindi
Bu sırt dönmesinin korkaklığındaki
Zoraki nefes alımları!
Evresinin nimetlerini düşündü isteksiz
Keskin ayı,yakan güneşi, parlak yıldızları,
Hepsi yanındaydı ama! İsteksizdi işte.
Endişelerde kayboldu
Çivit mavisi yanlızlığının
bozulan gök taşı anatomisinde.
En siliğinden olsa gökyüzü
Ya da hilekar yıldız kaynasa alem
Sen konuş, ben dinlerim hesabıydı
Es geçilen, bir çırpıda.
Sevgili derdinden bitap düşen
Gün ışığına erken doğan zamansız
Yıldız gibi hissediliyorsa
Ve çakrasında bileylenemiyorsa ebem kuşağı
Uyumsuz mevsim kargaşası dönmelerini!
Unut dedi;
Ekseni etrafında dönen dünya
Gecenin ağlak yüzüne, en yeşilinden dokunarak.
Gün siyaha dönmeden geceye varılmıyor ki
Siyahi beyaz beraberliği ruhun zor dinginliğinde
Çılgınca özlemiydi, özlenen
Kim ne derse desin, fitursuzca duyulmayan!
Defalarca tekrarımdın demek isterdim
Gümüş renkli koyusunda gri bulutlara,
Kendime sitemlerim de güne sen diye erişirken!
Silkelendi gök kubbe
Pimini çekti hüznün afağı
Saçılmıştı dileğinin baskın sesi
Cevabı yoktu
Sevgili vedasız uyuyorken!
Hiçbir alaca kuşun
Dikey uçuşlarına denk gelme
Uyuyan güzelim demişsem defalarca
Seni uyandırmasın sevdanın aşk pususunda
lacivert geceli ben keder!
Bulutlar tütüyorsa
Ucu yanık gecenin deminde
Sınavımda öksüz bıraktın beni!
Uyan dedi kendince, uyan be ey sevgili
Başladığı gibi bitmeli
Bu sürümcemede kalan sürüngen öykü.