- Kategori
- Güncel
Güneş Ufuktan Şimdi Doğar
Dinlerken yüreğimiz tireyerek, gönülden iştirak ediyoruz... MİLLETÇE, İNADINA...
Kenan Doğulu'nun; popüler hale gelmesinde etkili olduğu 10.yıl marşı, ilgili ilgisiz hemen her toplantıda coşkuyla söyleniyor son yıllarda. Çok anlamlı sözleri ve etkili bir ezgisi var bu marşın .Cumhuriyet'in kuruluşunun üzerinden on yıl gibi kısa bir zaman geçmesine karşın, ne kadar çok şey yapıldığı gerçeğini vurguluyor,marş. Ama sanki güncelliğini yitirmiş duygusu uyandırıyor . Neredeyse yüzüncü yılını kutlayacağız CUMHURİYET'İMİZİN . Şunun şurasında ne kaldı... Gençlik Marşı'nın ise, tüm zamanları içine alan sözleri ; içinde, bir parça Türk olmanın,ya da kendini Türk hissetmenin hazzını, kıvancını yaşayan herkesin kanını coşturan, bir ezgisi var.
Kenan Doğulu ve korodaki diğer sanatçıların söylediği bu marşı ekranda izlerken , gözlerimden akan yaşa engel olamadım bugün... Çocukluğumuzdan bu yana alışık olduğumuz kutlamaları göremediğim için miydi bu duygusallık bilemiyorum . Hani çok sevdiğiniz bir şeyler elinizin altında kayar gider ama siz bir şey yapamamanın çaresizliği ile; hüzün, utanç , öfkenin eşilik ettiği bir teslimiyet duygusu içinde olursunuz ya ... Sanırım bu duyguların etkisi ile Doğulu'nun yorumladığı marştan çok etkilendim.
Başbakan'ın söylediğine göre,19 Mayıs Bayramı, önceki yıllardan daha geniş kapsamlı kutlanmış. O kutlamaları demirperde ülkelerinden almışız... Söylediklerinde gerçek payı olabilir, umarım korkularımızın yersiz olduğunu görürüz önümüzdeki yıllarda... Resim ve yazıların meydana getirdiği, günün anlamı ile ilgili oluşturulan fon konusunda Başbakan'a hak veriyorum.Görevli çocukların; üzerinde renk , şekil,yazı olan levhaların arkasından törenleri izlemeleri olanaksızdı.Bu görevin onlara hiçbir eğitim katkısı yoktu,üstelik halkın izleyeceği oturma yerlerini kapladıkları için insanlar boşu boşuna törenleri ayakta izliyorlardı... Törenlerin stadyumlarda yapılmamasını siyasi malzeme konusu yapmadan, çocuklarımıza bu günlerin neden bayram olarak kutlandığı , kutlanması gerektiği anlatılabilir, bu konuda alternatif çözümler için kamuoyu yaratılması yolunda sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde olunabilir kanımca...
2005 Yılında hazırlanan bir belgeseli izledim , bu sabah TRT1'de...Hayatta kalan son gazilerle ilgili. Sonuncusu 2008'de bu dünyadan göç etmiş. Bir tanesi diyordu ki, "Bizim bir Kürt yüzbaşımız vardı başımızda; en az on tane düşman öldürmezseniz sizi askerden saymam demişti"... Kürt'ü,Ermeni'si ile omuz omuza verilen bir savaştan söz ediyordu... O Kürt yüzbaşı; öylesine eminim ki, şimdi sağ olsaydı , önce meclisdeki, sonra da Kandil'deki soydaşlarını gözünü kırpmadan vururdu . "Biz neler pahasına bu birliği, bu dirliği sağladık , sizin bunu bozmaya ne hakkınız var" derdi mutlaka...
Kim ne derse desin, ben GENÇLİĞİMİZDEN çok ümitliyim... Gelişen teknoloji sayesinde her türlü görüşe,bilgiye ulaşarak; internet denilen çağın aspirini ile "DAMARLARINDAKİ ASİL KAN" ı birleştirip, her türlü oyunu bozacak kapasitede olduklarına yürekten inanıyorum.
BU GÖK DENİZ NEREDE VAR, NEREDE BU DAĞLAR TAŞLAR ,
YÜRÜYELİM ARKADAŞLAR...
GÜNEŞ, UFUKTAN ŞİMDİ DOĞAR...