- Kategori
- Anne-Babalar
Günümüz aşkları
Bütün aşklar tatlı başlar
Gençlik başında dumandır.
Hayat toz pembe her şey çok kolaydır.
Mutlaka her soruya bir cevapları vardır.
Kesinlikle de onlar doğru, biz büyükler hatalıyızdır.
Yaşanabileceklere karşı onları uyarmamız hiç bir işe yaramaz. Çünki bizler onlar kadar bilemeyiz. Onların bildikleri tartışma götürmez doğrulardır.
İletişim çağının hızı ile harcanıyor sevgiler, ilişkiler. Her şey o kadar çok kullanılıyor ki gerçek anlamını yitiriyor.
Özel sözcükler yerli yersiz kullanıldıkça sıradanlaşıyor.
Seni seviyorum; Bu sihirli sözcük günümüzde nerde ise ilk söylenen sözcüklerin arasında. Seni seviyorum'un gerçek anlamı kavranmadığından olsa gerek bu kadar sık kullanılıyor.
Bizler bu sözü o kadar az kullanırdık ki, bizim aksimize gençlerimiz bunu her an her yerde bol bol kullanıyorlar. Olağan bir sözcüğe dönüşüyor bu sihirli kelime. Yemek yemek, su içmek ile ayni seviyeye indirgeniyor. Beğenme ile gerçek aşkın karıştırıldığının bir işaretidir bu bana göre. Kimi zaman bakarızda görmeyiz ya işte öyle bir durum.
Kanları kaynıyor, adları üzerinde delikanlılar. Kanları öyle bir kaynıyor ki onlar bile yetişemiyor bu hareketliliğe. Çabucacık aşık olup, ayni süratle ayrılıyorlar. İşte burda biz anneler devreye giriyoruz. Neşeli cıvıl cıvıl olan evladımız birden durgunlaşıyor, ağlamaklı bir halde dolanıp duruyor. Onları öyle görmek bizi üzüyor elimizden ne gelir diye düşünmeye başlıyoruz. İşte burda bizlerin tiyatrocu yönleri ortaya çıkıyor. Çeşitli etkinlikler ve şaklabanlıklar ile onların üzüntüsünü hafifletmeye çalışıyoruz. Biz üzüntülerini içimizde yaşarken birde bakmışız ki o yeni bir heyecan yaşıyor.
Gelde çık işin içinden.
Hani seviyordun?
Hani o dünyada senin için çok önemli bir yer tutuyordu?
Hani onu bir gün görmesen dayanamıyordun?
Kabaran telefon faturalarını gösterdiğimde, aman anne sen de hiç aşktan anlamıyordum?
Aşk dediğiniz bu mu? bir saman alevi mi?
Onlara aşkın ne olduğunu anlatmanın bir yolu olmalı.
Yoksa aşkı hiç öğrenmesinler mi?
Ben bunda kararasız kaldım. Aşkı öğrendiklerinde yaşanacak sıkıntıları düşündükçe. Ama diğer yandanda bu duygunun yaşanması kişinin hayatına katacakları.
Acaba bizler gerçek aşkı biliyormuyuz ki?
Hayat toz pembe her şey çok kolaydır.
Mutlaka her soruya bir cevapları vardır.
Kesinlikle de onlar doğru, biz büyükler hatalıyızdır.
Yaşanabileceklere karşı onları uyarmamız hiç bir işe yaramaz. Çünki bizler onlar kadar bilemeyiz. Onların bildikleri tartışma götürmez doğrulardır.
İletişim çağının hızı ile harcanıyor sevgiler, ilişkiler. Her şey o kadar çok kullanılıyor ki gerçek anlamını yitiriyor.
Özel sözcükler yerli yersiz kullanıldıkça sıradanlaşıyor.
Seni seviyorum; Bu sihirli sözcük günümüzde nerde ise ilk söylenen sözcüklerin arasında. Seni seviyorum'un gerçek anlamı kavranmadığından olsa gerek bu kadar sık kullanılıyor.
Bizler bu sözü o kadar az kullanırdık ki, bizim aksimize gençlerimiz bunu her an her yerde bol bol kullanıyorlar. Olağan bir sözcüğe dönüşüyor bu sihirli kelime. Yemek yemek, su içmek ile ayni seviyeye indirgeniyor. Beğenme ile gerçek aşkın karıştırıldığının bir işaretidir bu bana göre. Kimi zaman bakarızda görmeyiz ya işte öyle bir durum.
Kanları kaynıyor, adları üzerinde delikanlılar. Kanları öyle bir kaynıyor ki onlar bile yetişemiyor bu hareketliliğe. Çabucacık aşık olup, ayni süratle ayrılıyorlar. İşte burda biz anneler devreye giriyoruz. Neşeli cıvıl cıvıl olan evladımız birden durgunlaşıyor, ağlamaklı bir halde dolanıp duruyor. Onları öyle görmek bizi üzüyor elimizden ne gelir diye düşünmeye başlıyoruz. İşte burda bizlerin tiyatrocu yönleri ortaya çıkıyor. Çeşitli etkinlikler ve şaklabanlıklar ile onların üzüntüsünü hafifletmeye çalışıyoruz. Biz üzüntülerini içimizde yaşarken birde bakmışız ki o yeni bir heyecan yaşıyor.
Gelde çık işin içinden.
Hani seviyordun?
Hani o dünyada senin için çok önemli bir yer tutuyordu?
Hani onu bir gün görmesen dayanamıyordun?
Kabaran telefon faturalarını gösterdiğimde, aman anne sen de hiç aşktan anlamıyordum?
Aşk dediğiniz bu mu? bir saman alevi mi?
Onlara aşkın ne olduğunu anlatmanın bir yolu olmalı.
Yoksa aşkı hiç öğrenmesinler mi?
Ben bunda kararasız kaldım. Aşkı öğrendiklerinde yaşanacak sıkıntıları düşündükçe. Ama diğer yandanda bu duygunun yaşanması kişinin hayatına katacakları.
Acaba bizler gerçek aşkı biliyormuyuz ki?