- Kategori
- Dostluk
Günümüzde duvarlar etten örülüyor
Bir dostunuz bir mevkiiye mi geldi, hemen etrafını etten duvarlarla örerler.
Daha düne kadar yanında ve yakınında olmayanlar bugün kraldan fazla kralcı kesilmişlerdir.
Kimseye laf söyletmezler.
Gönülden sevenlerini bile yanına yaklaştırmazlar.
Dostunuza ulaşmak için aranızdaki köprüleri bile yıkmışlardır.
Nehirler delice akmaktadır.
Işıkları daha bir yakarlar ki gözlerin kamaşsın da eski dostlarını göremesin.
Sevginizi yüreğinize gömersiniz.
Her ona gidişinizde ayrı bir buruklukla gerisin geri dönersiniz.
Etten duvar, ha Çin Seddi ha Utanç Duvarı ne fark eder?
Ne Çin Seddi’nin hükmü kaldı ne Utanç duvarının.
İkisi de göstermelik şimdi.
Çağın Duvarı varken onlara gerek yok.
Etten Duvardan söz ediyorum.
Çin Seddi’ni aşmak, Utanç Duvarından geçmek kolay.
Kolay olmasına da şu etten duvar yok mu?
Onu aşmak, onu geçmek sonra da dosta ulaşmak asıl mesele bu?
Bakmayın etten olduğuna elmasın delemeyeceği bir mermerden daha serttir.
Taşları deler geçersiniz de etten duvarı geçemezsiniz.
İnsan böyledir işte.
Vicdan böyledir.
Ne zaman ki makam biter.
Ne zaman ki şan biter.
Ne zamanki şöhret sona erer.
Top atsan yıkılmayan etten duvarlar kum taneleri gibi dağılıverir birden.
Biraz sonra toz toprak çekilir.
Sisler dağılır.
İşte o zaman siz dostunuzu, dost da sizi görür.
Bir daha der ele geçer mi geçmez mi bilemem fakat ah şu etten duvarlar yok mu onlara asla.
O etten duvara bir tuğla olmak ne kötü.
Neyse…Biz yine işimize bakalım.