Günün yoranı

Artık canım memleketimizde üniversite açılmayacak. Cumhurbaşkanları, en başta bakanlar, baka baka dalıp gidenler, bakarken gözü seyirenler, boş bakanlar (kurban olurum bakma bana öyle melül melül, al oyum sana feda olsun) harç karıp üniversite temeli atamayacak, heybetli kapılarda bitip kurdale kesemeyecekler. Neden? Çünkü üniversitelerimiz artık amiplere bölünmek suretiyle çoğalıyorlar. Üniversiteler şelale.

Bugün Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanan habere göre "TBMM Başkanlığı'na sunulan YÖK Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun tasarısıyla, 17 ilde üniversite kurulması öngörülüyor." YÖK haliyle bu öngörüye karşı "Peki nerde bunun bütçesi, nerde bunun kadrosu, öğretim üyesi" şeklinde mesafeli bir yaklaşım sergilemiş. En başta bakanımız ise şöyle buyurmuş "Öğretim üyesi yoksa yetiştirin kardeşim!" Ki çok haklı, çünkü YÖK'ün yapacağı sadece sulak bir arazi bulup öğretim üyesinin suyunu vitaminini vermek, gübresini eksik etmemek, bi de sevgisini kattı mıydı tamamdır. Öğretim üyesi yok, bütçe yok diye esip gürlemenin ne manası var sevgili YÖK? Öğretim üyesi dediğin zaten arazide gelişip serpildikten sonra öyle bol suya besine falan ihtiyaç duymayan kaktüs misalidir. Maaş mı? ne yapacak maaşı? Lojman mı? Bilgisayar mı? Akademik destek mi? Yok artık daha neler. Hem üniversite dediğin nohut oda bakla sofa iki göz anfi, bir tuvalet. Sosyal tesis falan mazallah öğrencinin aklı karışır. Bilimsel araştırma zaten mantık dışı bir yöntem. Maksat gelsin, ezbere kuvvet okusun üflesin, iki sınav bir sözlü şak şak tak tak buyur diploma. Ondan sonra öğrenci sağ, öğretim üyesi selamet, üniversitemiz sen hakkını helal et.

Gün gelecek bütün Türkiye nüfusu üniversite mezunu olacak. Ama TV'de hala en fazla raytingi Seda Sayan ve muadillerinin showları alıyor olacak. Kitap okuma oranı diğer ülkelerle karşılaştırıldığında hala yerlerde sürünüyor olacak. İnsanlar hiç için birbirlerine kurşun yağdırmaya, töre diye diye öldürmeye devam edecekler. Bilimsel ilerleme, buluş, hastalıklara çare haberleri Amerika'dan ya da Avrupa'dan gelmeye devam edecek, biz vay be yapmış adamlar diye alkışlayacağız. Kendi imkanları ile o memleketlere gitmiş ve başarılı olmuş üç-beş Türk'ün haberini okuyacağız gazetelerde, onların aslında oralardaki imkanlar ile bu başarıları yakaladığını unutup boş gururlara kapılacağız yine, yeniden. Bizim için hala nitelik değil, nicelik önemli olacak. Özel üniversiteler mi? Onlar da alır başını gider kesin, salla başını al diplomanı, hiç girmeyelim. Herkese eşit ve kaliteli eğitim dileği ile.