Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '11

 
Kategori
Deneme
 

Güven adına sevginize, evliliğinize zarar vermeyin

Güven adına sevginize, evliliğinize zarar vermeyin
 

Dün blog yazmıştım, fazla güvenin, düzenin insanı huzursuz yapabileceği ile ilgili idi.

Zaman zaman fikirlerimiz değişebiliyor.

3 yıl önce Mart 2008 de gerçek aşkın güven ile olabileceğini yazmışım.

http://blog.milliyet.com.tr/gercek_ask_guven_ister/Blog/?BlogNo=96584

Bugün ise aynı fikirde değilim.

Şimdiki düşüncem, sevgi spontan olmalı. O zaman sevgi insanı mutlu eder.

Sevgi de her şey kişinin kendine bağlıdır.

İnsanlar özde aynıdır, çünkü ilişkilerde bir insanla ne yapıyorsan, başka biriyle de aynı şeyi yaparsın.

Ama her an güvenin yıkılabilir.

Çünkü çoğu insan güvensizdir.

Bu nedenle özellikle bayanlar ilişkilerinde kendilerini güvene korunmaya almak isterler.

Erkeğini göz hapsine alırlar.

Kayahan bir şarkısında “gözlerinin hapsindeyim”

Haluk Levent”te “saçların parmaklık, gözlerin gardiyan” diye bahseder sevgilisinden bahsederken.

Bayanların yaptığı budur.

Dışarda aslan olan bir erkeği evlendikten sonra uysal bir kediye döndürmeye çalışırlar. Erkek bu değişimi yapabilirse, sorun yoktur. Olmazsa bu değişim kavgalar başlar bir zaman sonra.

Erkek için yaşamak olanaksız hale gelir.

Bayanlar kendini korumaya almaya, güven ortamı yaratmaya çalışırken etraflarına zarar veriyorlar.

Para, güç, hırs, daha çok güvenlik için harcanıyor.

Harika olabilecek bir evlilik boş yere heba ediliyor.

Evliliğin temeli sevgidir.

Ama sevgi çok kırılgandır.

Çoğu zaman geldiğini bile haber vermez. Ancak giderken anlarız varlığını ve de geri çeviremeyiz.

Sevgi kaybolmuştur.

Kaybolmaması senin elinde değildir.

Bir rüzgâr gibi gelir, rüzgâr gibi de gider.

Geldiğini anlayanlar sevginin rüzgarı ile hoş vakit geçirir. Serinliğinin ve kokusunun tadını çıkarırlar. Gidince de üzülmezler. Tekrar gelmesini beklerler. İyi niyetle beklerler, elbet gelecektir

Ama sevgi rüzgarını tanımayanlar, “zor buldum bunu artık elimde olsun, kaçmasın diyerek evin bütün kapılarını, pencerilerini çatlaklarını kapatırlar.

Güvenlik için yaparlar bunu, adına da evlilik derler.

Ama bilmezler bütün kapılar ve pencereler kapanınca, en küçük çatlaklar bile yok olunca harika serinlikte bir rüzgâr yerine, dingin ve kasvetli bir havaya bırakır. Bunu çok insan göremez.

Yaşayan, canlılık gösteren, hareketli varlıkların hapsedilmesi doğaya aykıdır.

Ancak cansızlar bir yere kapatılabilinirler.

Ve hayatını güvenlikle dolduranlar, onu hapishaneye çevirenler bu hayatı yeterince yaşayamıyorlar.

Güven oluşturacağım diye, insanların hayatlarını hapishaneye çevirmeleri doğaya da aykırıdır.

Doğa da bunun bir örneği yoktur.

Normalde de insanlar çoğu zaman güvenli değillerdir.

Bu bilinmeli ve kabul edilmelidir. Bu şekilde yaşanmalıdır.

Ancak o zaman sevgi herkesi mutlu edebilir.

 
Toplam blog
: 718
: 2690
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

Tıp alanında doktor olarak çalışmaktayım, beyin cerrahi uzmanıyım..