Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

23 Aralık '15

 
Kategori
Dünya
 

Güya yenidünya

Amerika – Amerika’dan geldim demek!

*

Güya yenidünya…

Amerika’yı, gördükten sonra daha çok merak ediyorsunuz.

Yenidünya deniliyor ya şaşırıyorsunuz.

İyide bunu neresi yenidünya...

Her şey çok eski – çok tanıdık

&

Amerika 1492’de keşfedilmiş. İngilizler, Fransızlar, İspanyollar ve Portekizliler gelmişler. İngilizler bu büyük ve yeni kıtanın sihrini en çok hissedenlerden olmuşlar. Çeşitli ülkelerdeki göçmenleri buralara yerleştirmişler dolayısı ile kolonilerini kurmuşlar. Gün geçtikçe sayılarını artırmışlar. Hatta Amerika’nın temelini onlar oluşturmuşlar.

Amerikan filmlerinde bu konu çok işlenmiştir. Gemiler İngiliz’leri getirir oraya yerleşirler. Birde vali gelir o gemilerden bilirsiniz. Valiyi kit atar kim atayacak İngiliz kralı atamıştır. Yenidünya diyorlar ya yenidünyalarını buraya kurmaya başlarlar.

Yerlilerle savaşırlar. Bir film izlemiştim. Çok etkilenmiştim. Gemiyle gelen subaylardan biri bir Kızılderili kıza âşık olmuştu. Evlenmiş İngiltere’ye gitmişlerdi. O kızcağızın büyük şehirdeki sıkıntıları, bilemezliği aktarılmıştı. Çok beğenmiştim. İki ayrı dünyanın insanları tek birlikte paylaşımları aşklarıydı.

Bu konu ile ilgili yazılanlar içinde benim için en kayda değer olanların başında İnsan hakları beyannamesi olmuştur.

İnsan Hakları Beyannamesi ilan edilerek demokratik bir rejim kurulmuş ve Avrupa’ya örnek olmuş.

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi:

·         Birleşmiş Milletlerİnsan Hakları Komisyonu'nun Haziran 1948'de hazırladığı ve birkaç değişiklik yapıldıktan sonra 10 Aralık1948'de, BM Genel Kurulu'nun Paris'te yapılan oturumunda kabul edilen 30 maddelik bildiridir.

·         Bildirinin imzalanmasında, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra devletlerin, bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleşmesi de etkili olmuştur. Eleanor Rooseveltbu bildiriyi:

 "Bütün insanlık için bir Magna Carta(Magna Karta)" olarak tanımlamıştır. Bildirinin imzalandığı 10 Aralık, Dünya İnsan HaklarıGünü olarak kutlanır.

·          Bu bildiriyle, yalnızca demokratik anayasalarla tanınan temel medeni ve siyasi haklar değil, ekonomik, toplumsal, kültürel haklar da genel tanımlarla belirli hale gelmiştir. İlk grup haklar arasında, yaşama, özgürlük ve kişi güvenliği gibi haklarla birlikte, keyfi tutuklama, hapis ve sürgünden korunma, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde adil ve kamuya açık olarak yargılanma hakkı ile düşünce, vicdan, din, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri bulunur.

Sosyal güvenlik, çalışma, eğitim, toplumun kültürel yaşamına katılma haklarıyla bilimsel ilerlemenin ürünlerinden yararlanma hakkı ise, bildiriyle getirilen yeniliklerdendir. (alıntı)

Bunları okuyunca ve Amerika’da bir süre kalınca düşünmeniz gerekiyor. Yazılanlar ve gördükleriniz! Değerlendirmeler sizlere kalıyor haliyle…

Amerika farklı bir ülke... Gerçekten onu nasıl anlatmalı sizler onu biliyorsunuz. Orada bir farklılık mı vardır ki, zenginler çocuklarının orada dünyaya gelmesini isterler. Amerikan vatandaşı olsun diye hamileliğin son aylarında doğruca oraya giderler. Hiç anlamadım anlamayacağım. Oradaki üniversiteler bizlerdeki üniversitelerden farklı neler verir hiç bilemem. Mutlaka çok iyi üniversiteleri vardır ama bizde de fevkalade üniversiteler yok mudur? Var tabi olmaz mı? Bütün gençlerin hayali Amerika’da eğitim görmek. Ben asıl nedeninin Amerika’da eğitim görmüşlerin Türkiye’de daha kolay iş bulacaklarına inandıkları için istediklerini düşünürüm. Bizler yabancı rahatsızlığı olan bir milletiz. Rahatsızlık derken sakın yanlış anlaşılmasın beğenme anlamında benim tarif ettiğim yabancılık… Onların yaptıklarının bizlerden iyi olduğunu düşünerek hareket ettiğimiz den; iş müracaatında memleketimizin en iyi üniversitelerinden birinden mezun olmuş olsa bile bir gencimiz, Amerika’daki vasat bir üniversitede mezun olanı tercih ederiz. Niye?

Turizmde de böyle oldu maalesef onları istedi işverenler. Ne yazık ki çoğu büyük zararlara uğradı. Onların mantaliteleri farklı. Onların eğitimleri farklı dolayısı ile turizme bakış açıları da farklı.

Biz Los Angeles’te kaldığımız otelin halka müdürünün bir Türk olduğunu öğrendiğimizde ona sormuştuk.

“Kaç senedir burada çalışıyorsun?”

“Okul bittiğinden beri buradayım. Çok uzun yıllardır Halka İlişkiler müdürü olarak görev yapıyorum. Türkiye’de olsaydım çoktan Genel Müdür veya Genel koordinatör olmuştum. Orada çok kolay... Arkadaşlarım diyorlar ki. Amerika’dan geldim orada eğitim gördüm, ya da çalıştım demen yeterli.”

Öylemi? Demiştim o zamanlar bunları anlatan turizmciye Türkiye’de turizm yapan biri olarak. Öyle mi?

“Amerika hakkında neler yazılmaz ki. Ben sadece bu gün kuruluşundan sizleri bilgilendireyim istedim. Neden uzaklardakine hep hayranızdır çözemedim. Çözemeyeceğim herhalde!

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara