- Kategori
- Deneme
Güzel bir özgürlük var!
“Don Kişot olsun ismim bu gece!”
“Güzel bir özgürlük var bu gece...”
Gitar sololarıyla bezenmiş Red’in bu parçası, benim gönlümdeki isyanları anlatıyor. Türkiye’nin bir-iki konsept albumünden biri olan 21’in çıkış parçasıdır. Baştan sona hayatı anlatan bu 21 şarkıda kesinlikle müziğe doyarsınız. Bunun için illaha da benim gibi rakçı olmanız gerekmez.
“Her neyse işte
Özledim seni
O kadar”
Red albumlerinin diğer bir ortak noktası, 5 ve 8 nolu parçalarının her zaman enfes şarkılar olmaları! 8. Parçada öldürücü bir slov, 5. Parça ise her daim çıkış parçası! Hem Şebnem, hem Red benim takip ettiğim isimlerdir yıllarca ve tüm albumlerini almışımdır orijinal olarak! Yani telif haklarını ödeyerek emeğe saygımı yerine getirmişimdir. Ve hatta bu albumleri kendim yazıp bestelemişçesine şarkı-şarkı detaylı incelerim.
Müzik kesinlikle ruhumun gıdasıdır!
“Ev artık yuva değil; tüm eşyalar üst üste; ben terk etmeden önce”
“Ay ışığına vuruldum ben”-Şebnem
Huhaaavaaaahııııııııı...
Güneş yine doğuyor doğudan, yani sanıldığı gibi Batıdan değil. Hayat gölgeleriyle ışın altında son karanlık demlerini yaşıyor. Işınlar çığlıklara dönüşüyor ve karanlık önünde aydınlık tekrar kazanmaya başlıyor. Nereden doğarsa doğsun karanlığı yenmeyi başarıyor!
“Rengin sararmış
Derdin ne
Bir haller olmuş sana yine
Bırak gün yanından geçip gitsin
Yarın şansını yeniden denersin” Red
“Yarın başka
Bir dilek dilersin”
“sen kendinde ol yeter
Aaah sen kendinde ol yeteeeeeeeeeeer”
“Karanlık çökmüş temiz kalbine
Kanın azalıyor terk edildikçe
Bırak aşkları
Yaşanıp bitsin
Yarın daha çok sevilirsin”
“Aaah
Sen kendinde ol yeter”
Güzel bir özgürlük sabahı renkli ama biçimsiz; biçimlendirilmemiş! Her türlü senden uzaklaşmış yepyeni bir gün başlıyor ve gönlümüze -uyanışla beraber- yepyeni yaşama aşkı düşüyor!
Sonra ne oluyorsa oluyor ve hafızan geri kazanıyor seni, benliğini. Ve birden ülkeni yitirmiş olduğunu hatırlıyorsun! Tıpkı yıllar evvel aileni yitirdiğin gibi, ülkeni de yitirdiğini hatırlıyorsun! Gönlüne keskin bir acı yerleşiyor ve susuyorsun. Güneş çığlıklar atarken, sen susmayı tercih ediyorsun:
“Susturuldum
Duvarlar örülmüş her yere
Öldürmüşler seni
Doğmadan önce
Hatalar yıkılmış üstüne
Öldürmüşler seni
Doğmadan önce”- Pentegram
(Hem Şebnem, hem de Pentegram aynı gitaristi(Metin’i) kullanıyor)
Güzel bir özgürlük günü başlıyor bu sabah! İçimden iniltilerini duyuyorum özgürlüğün ve gariptir; karşılıklı tüm işkencelerimize rağmen birbirimizi seviyoruz.
“Özledim seni o kadar!”
“Bir şiir olamadım
Kafiye de olamadım
Sen kaçtın
Bir kelime bulup
seni tutamadım
Boşalltığın yere
Ne koyduysam olmuyor
Her neyse işte özledim seni
Her neyse işte böylesi hayat nereye kadar”-Red
Geçmişte bir sabah uyanıp babaımı kaldırıp Atatürk Orman Çiftliğinde koştuğumuz günleri hatırlarken o koştuğumuz ortamda müthiş AK KÜLLİYE olduğunu bilmek şimdi, beni farklı diyarlara götürüyor. O anlar bütünün kaybolduğu bugün geçmişini ararken yüreğim burulup buruşturulmuş hissederken kesilen ağaçların arkasından yine bir Kızılderili ağıtı patlatıyorum. Aklıma Aşık Veysel geliyor ve lanetler yağdırıp o anlarımı hatırlıyorum!
Ama bu sabah hiçbir şey moralimi bozamaz. Boğazda sahipsiz kalan vahşi hayvanlar bile bana o köprünün yani “medeniyetin” ne işe yaracağını soruyor:
“Arabalar, evler, daha çok arabalar, daha çok evler!”
“İstanbul’u göremiyorum gözüm açık
O devasal buz kütleleri gibi gökdelen olmuş ve modernleşmiş
Bu sanat şehri
Beyoğlusu sanatından arındırılmış
Terk edilmiş bir Sanat-opera merkezi gibi
Tek dişi kalmış
Medeni asfaltlıktaki Taksim
Parkını kaybeden gençliğin
Çokça evvel rotayı şaşırmış olmaları!
Bana İstanbul gibi ruhumu kaybettiriyor
Ve acının gerçekte ne olduğunu ancak öğreniyorum:
Kişiliğimizi kaybetmek”
BU SABAH ÖZGÜRÜM HEM DE ÇOK!
Aah ve vaah’larla ağlamayacağım bugün ve her daim yaptığım gibi avuçlarımı sıkıp vücudumu kasmayacağım çünkü bu sabah
GÜZEL BİR ÖZGÜRLÜK VAR!!!!!!!!!!!!!!