Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '21

 
Kategori
Öykü
 

Güzel İnsan İsa ÇELİK-4

Tam bir yıl önce aramızdan ayrılıp Hakka yürüyen çok sevdiğimiz komşumuz güzel insan İsa ÇELİK
 
abimizin hayat öyküsünü sizlerle paylaşmaya devam etmek istiyorum.
 
İsa ÇELİK abimizin anlatılacak bir çok yönü var elbette. Onun  bence en önemli özelliklerinden biri de
 
her konuda bilgi ve tecrübe sahibi olmasıydı. Kendisi iyi bir usta ve iyi bir şoför olmasından dolayı bu
 
sahada kendisine güveni tam olup, başarılı bir geçmişe sahipti. Yani bu konularda tam anlamıyla söz
 
sahibi idi.
 
Bunların dışında da hemen hemen her konuda bilgi sahibi olup, her mesleğin genel özelliklerini bilirdi.
 
Bu biraz merak ve biraz da kabiliyete bağlıdır. Her ikisi de İsa abide mevcuttu.
 
Başka mesleklerinde püf noktalarını bilirdi. Buna bir örnek vererek İsa abinin ne derece bilgi ve anlayışa
 
sahip olduğunu görmeye çalışacağız.
 
Tanıdığımız stajyer bir öğretmen, dersini dinlemeyen haylaz bir öğrenciyi sınıftan kovar. Öğretmen
 
öğrenciye der ki, dışarı çık ve dersin sonuna kadar orada bekle. Öğrenci dışarda beklemez, doğruca
 
çarşı merkezine gider. Orada bir bakkaldan yiyecek canı çeker ve gizlice bir şeyleri alıp kaçmak isterken
 
yakalanır ve polislere teslim edilir. İlçe çok küçük bir yerleşim yeri olduğundan konu kaymakam bey’e
 
yansır. Kaymakam hemen okulu arar ve karşısına çıkan nöbetçi öğretmen:Buyurun efendim der… Okul
 
müdürü o anda okulda olmadığı için nöbetçi öğretmen telefona bakar. Telefonun uçunda Kaymakam
 
bey var. Kaymakam olayı anlatır ve kızar tabi… Nöbetçi öğretmen aynı zamanda öğrenciyi dersten
 
dışarı çıkaran kişidir. Tesadüf öğretmen ile Kaymakam önceden tanışıyordu. Öğretmen Kaymakam’a
 
şöyle der: Kaymakam bey özür dilerim öğrenciyi dışarda beklemesi için çıkarmıştım. Oda bu yanlış
 
davranışa yöneldi… Kaymakam bey’de öğretmeni tanımıştı. Hocam dedi bir daha böyle bir şey
 
olmasın… Bu olay, stajyer öğretmen için hayatında büyük bir ders olmuştu.
 
  Bu olayı bir öğretmen olarak İsa abi ile konuşurken,
 
İsa  abinin söylediği şu söz onun ne kadar bilgi ve tecrübe sahibi olduğunu gösteriyordu:” Yaramazlık
 
yapan öğrenciyi tahtaya kaldırıp, dersin sonuna kadar tek ayak üstünde bekletseydi ya” İşte bu tüm
 
öğretmenlere iyi bir önek olsun.
 
İsa abinin bize anlattığı bir çok öykü  vardı. Hepimize ders verici özellikte olan anlatımlarını videoya
 
çekmeye başlamıştık. Maalesef bu çekimleri tamamlayamadık. İsa abinin anlattığı ilgi çekici ve
 
eğlendirici olanlarından bir iki örnek vermek istiyorum.    
 
                               Ön Tarafı ve Sürücü Yeri Olmayan Kamyon
 
Eskiden  kamyonla yolcu taşınmaktaydı. O zamanlar  yolcu arabası yaygın değildi. Kamyonlarla yolcu
 
taşınmaktaydı. Sürücü yeri ve ön tarafı olmayan ve terk edilmiş bir kamyon kasası varmış. İki kişi 
 
kamyon kasasının arka kapısını açıyorlar ve oradaki yolculara sesleniyorlar. Birazdan kamyon şu yere 
 
hareket edecek. Hadi vatandaş gel birkaç yolcu aldıktan sonra kalkacak diyerek, kamyonu yolcu ile
 
dolduruyorlar. Yolcular binerken yol paralarını da veriyorlardı. Son yolcu bindikten sonra kamyonun
 
kapısını kapatıyorlar. Ve yüksek sesle şoföre bağırıyorlar. Hareket edebilirsin iyi yolculuklar… Aradan az
 
bir süre geçmişti. Kamyon hareket etmeyince yolcular mırıldanmaya başlıyor. Niye kalkmıyor bu araba?
 
Ne var acaba? İçlerinden biri aşağıya iniyor şoförü uyarmak için bir de ne görsün, kamyonun önü yok,
 
şoför yok… Tüm yolcular aldatılmıştı… Böyle bir aldatma nasıl yapılır diye hayretler içinde
 
gülüşüyorduk, İsa abinin anlatımlarıyla…
 
                                Ailenin Mutluluk Sırrı:Karpuz
 
Mutlu ve huzurlu bir aile reisi arkadaşlarını evine davet eder. Evde ziyafet verilir. Arkadaşları evde
 
gördükleri huzur ve mutluluğun sebebi nedir, diye sorarlar.
 
Adam  eşine derki , Bir karpuz getir de ikram edelim. Hanım bir karpuz getirir, eşine verir. Adam karpuza
 
eliyle birkaç kez vurur. Hanımına der ki,  bu karpuz iyi değil git başka getir. Hanım karpuzu alır gider ve
 
arkasından yeni bir karpuz getirir. Adam karpuzu inceler eliyle vurur karpuzu yine beğenmez. Hanımına
 
karpuzu verir git diğer karpuzlardan getir, der. Hanım hiç bozuntuya vermez gider yeniden bir karpuz
 
daha getirir. Adam karpuza dokunur şimdi iyi bir karpuz getirdin der, hanımına. Karpuz kesilir ve afiyetçe
 
yenir. Arkadaşları adama sorar. Hani bize mutluluğun sırrını demedin.  Nedir sizi mutlu eden şey? 
 
Ben size bunu gösterdim. Ama siz fark edemediniz. Mutluluğumuzu sağlayan şey karpuzdu. Önce
 
anlayamamışlardı mutluluğun sebebini…. Adam sırrı açıklayınca herkes anlamıştı sırrı. Meğer evde tek
 
karpuz vardı. Evin hanımı her sefer gider aynı karpuzu alır getirir. Başka karpuz yok diyerekten
 
Kocasını rezil  etmez. Eşlerin birbirine her zaman değer vermesidir mutluluk kaynağı.
 
Rahmetli İsa abi eşi Nuriye hanıma bakarak şöyle demişti: Hocam bizim hanımda böyledir…Bizim
 
huzurumuz Nuriye hanımdır. Ben dışarda gurbetlerde çalışırken. Nuriye hanım evi döndürdü.
 
Çocuklarımı yetiştirdi. Onların okumalarına sebep oldu. Allah razı olsun ondan, dedi.
 
Gerçekten çok uyumlu eşlerdi. Allah her ikisinden razı olsun. Tüm aile Cennette buluşur İnşallah.
 
 
 
Toplam blog
: 367
: 683
Kayıt tarihi
: 08.04.13
 
 

1965 Trabzon Of doğumluyum. İlahiyat Fakültesi mezunuyun.Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeniyi..