Güzel kadın (Bütün kadınlar güzeldir.)

Her zaman yazar, söylerim ve düşünürüm, dünyanın en güzel varlıkları kadınlardır, diye. Güzellik kavramı göreceli bir kavramdır herkesin görüşü de farklıdır. Bana güzel görünen başkasına görünmeyebilir başkalarına güzel görünen bana güzel görünmeyebilir, normaldir oğlumun dediği gibi “zevkler ve renkler tartışılmaz”

Biz ne yazarsak yazalım tarihin her döneminde hem kadına bakışı acısı gibi hem erkeklerin hatta kadınların güzellik anlayışı da değişmiştir. Dönemler itibariyle olanaklar çerçevesinde kadınlarımız güzelliklerini her fırsatta ortaya koymuş, korumayı yeğlemiş ve erkeklerin başını döndürmeye devam etmişlerdir. Benim için kadında aradığın en önemli güzellik yüz ve beden güzelliği değil “ruh güzelliğidir.”  

Ancak her iki güzellikle birlikte olan ruh güzelliğine de ne ben hayır derim ne de siz değil mi?

Şimdi sizlere yedi asır önce yazılmış bir yazının içeriğini aynen paylaşacağım. Burada kullanılan “avrat” kelimesini ben hayatım boyunca kullanmadım ve kullanılmasından da hoşlanmıyorum bilmenizi isterim…

…

700 yıl önce yazıldığı söylenen “Cinsel Bilgiler” kitabında güzel kadın şöyle tarif ediliyor.

Avradın dört nesnesi kara gerek. Saçı, kaşı, kirpiği ve gözünün karası.

Avradın dört nesnesi kızıl gerek. Dili, dudağı, yanakları ve avurtları...

Avradın dört nesnesi yuvarlak gerek. Yüzü, gözü, topukları ve bilekleri…

Avradın dört nesnesi uzun gerek. Boynu, burnu, kaşı ve parmakları.

Avradın dört nesnesi hoş kokulu gerek. Burnu, azası, eli, kolu, koltuk altları ve ayakları…

Avradın dört nesnesi geniş gerek. Alnı, göğsü, gözleri ve butları…

Avradın dört nesnesi dar gerek. Ağzı, göbek deliği, kulak delikleri ve burun delikleri…

Avradın dört nesnesi küçük gerek. Ağzı, elleri, ayakları ve kulakları…

Ve dahi avradın başı ne büyük ola ne de küçük ola.

Ve boynu ne uzun ne de kısa ola.

Ve eti yuvarlak ola.

Ve benzi de ak ola veyahut kaz benizli veya kara yağızın güzeli ola.

Ve teni de pembe ola.

Ve saçı sık ve uzun ola. Zira saç avratların yüzsuyudur.

Güldüğü vakit güzel ola. Zira avradın gülüşünün hoşluğu, diğer özelliklerinden önce gelir.

Ve gözlerinin karası çok ola. Kaşları çatık ola.

Ve yürüdüğü zaman, kalçasının etleri titreye.

Huyu tatlı ola, sözü tatlı ola ve yumuşak ola.

İşte bu özelliklere sahip avrat güzelliğinin olgunluğuna ulaşmış demektir…

…

İşte yedi asır önce(700 yıl) yazılan yazının tamamı bu. Elbette günümüz güzellik anlayışı ile birebir uyuşmayabilir ama yukarıda saydığım özellikleri önemseyenlerin sayısı da sanırım hiç de azımsanacak kadar değildir.

Umarım bu yazı “kadınlarımızı” aşağıladığım ya da hafife aldığım şeklinde algılanmaz. Zira ben bu ülkenin de dünyanın da sosyal gelişimindeki güzelliklerin de “kadınlarımıza” bağlı olduğunu hep savunur ve yazarım. Kimse benim gibi de düşünmek zorunda değil ama gelişen dünya normlarına ve özellikle ülkemizde gelişen kadına yaklaşım gerçeklerine bakınca eminim hiç de haksız olmadığımı söyleyeceklerdir. Bir cümleye dikkat çekiyorum sadece; Hanımların gülüşü hoş ola, çünkü diğer özelliklerinden önce gelir…

Yakında “Dünya sevgililer günü” kutlanacak bu vesile ile tüm kadınlarımızın bu güzel gününü içtenlikle kutluyorum. Yüzünüzden gülümsemeler asla eksilmesin efendim…

Yaşamınızın her aşamasında “sevgi” yüreğinizden asla eksik olmasın, Allah kadınlarımızı sevdiklerimizi başımızdan eksik etmesin, sürçü lisan ettimse affola…

Erdoğan ÖZGENÇ