Habercilerin İzleyicilerini Aldatmalarının Dayanılmaz Cazibesi

Moda oldu. Sabah ve akşam haber kuşağında haber sunucuları söze başlamadan önce “#” işaretiyle bir hashtag adresi veriyorlar ve izleyicilerden, haber bülteni içinde yer verileceğini ısrarla ve defaatle belirterek, görüşlerini göndermelerini istiyorlar.

Yine moda oldu. Haber spikerleri önlerine konan haber metinlerini okumakla yetinmiyorlar, okudukları metinler üzerine uzun uzun ahkâm kesmeye başlıyorlar. Hiç bilmedikleri bir konu da yok. Her haber üzerine yerli yersiz, gerekli gereksiz bir sürü yorum yapıyorlar.

Yorumlar haliyle ekran başındakilerinden bazılarının hoşuna giderken bazılarınca da beğenilmiyor.

Ve verilen hashtag’a yorum yağmaya başlıyor.

Binlerce, onbinlerce, bazen yüzbinlerce twit mesajı yağmur gibi yağıyor.

Ama ve fakat, halkı sıkı sıkı görüş bildirmeye davet eden habercimiz bunlardan hiç birini ama hiç birini okumuyor.

Esasen okumalarına imkan da yok. Zaten kimi hakaret, kimi suç içeriyor. Kimi aykırı, kimi işlerine gelmiyor.

Okunmalarına gerek de yok.

Arada bir okuduğu bir iki tane oluyorsa da, onlar da torpilli izleyicilerin haberli mesajları arasından seçilip habercinin önüne konmuş “beğeni” cümlelerinden oluşuyor.

Haber bülteni sonunda onca mesaj içinden bir iki tanesi ya okunuyor ya okunmuyor ve ortaya çıkıyor ki “görüşlerinizi bildirin, program içinde okuyacağız” şeklindeki duyurular koca bir aldatmacaymış.

Bu oyun her gün tekrarlanıyor.

Haber sunucularımız için habercilik yapmaktan daha önemli öncelik, twitter de “topic trend” olmak.

Yani kişisel reklam.

Yahu, ayıptır, yakışmıyor.

Küçücük bir kişisel hesap veya çıkar uğruna her akşam, her sabah milyonlarca izleyicinizi aldatmaya utanmıyor musunuz?

 “Görüşlerinizi bildirin okuyacağız” diyerek Daha ilk cümlesiyle izleyicisini aldatan haber sunucusundan memlekete millete ne hayır gelir Allah’ını seversen…

Bırakın bu işleri yaa!…

Kenan IŞIK