- Kategori
- Şiir
Haberin Yok

Bu nasıl devran arkadaş böyle diye sorma sakın,
Yat kalk şükret sen bu güzel haline; bu tam takır vaktine.
Ahlanma hiç, patates soğan da neden böyle oldu acaba şimdi diye!
Sabah akşam salla filamayı, gelsin tüm mihraklar şöyle bir kendine.
Ne diyordu değirmenci;
"Bu nasıl çark ulan!
Buğday bizim, ezilen biz.
Unumuz var, aç gezen biz.“
Değirmenci, hala buğdayı da unu da onun zannetsin;
Sen ona bahçivan tekerlemesiyle bir yanıt ver; bak kendi keyfine.
“ Bahçivansın biberin yok, “dal ya.. “ haberin yok! “
Yere serdiğin çayların ve topladığın fındığın; tabiki de ithal ettiğin hem sapın hem de samanın;
Ne olacak akıbeti şimdi diye aman ha merak etme.
Haza pancarı da şekeri de kafaya takmanın hiç mi hiç gereği yok!
Daraldığın vakit patlat oradan bir slogan, ver coşkuyu cümle aleme.
Uzun lafın kısası çok şeetme yani lüzum yok;
At bacağı bacağının üstüne,
Kıraat et, ziraat et, olmadı ara sıra geçmediğin o köprüleri fasılalarla ziyaret et.
Çaylar, kekler, çorbalar şirketten nasılsa!
Haydi afiyet bal şeker olsun....