Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Hafızada yolculuk...

Hafızada yolculuk...
 

...

Kubilay Bey müfrezesi saat sekiz buçukta hadise mahalline geliyor. Efradı telgrafhane ittisalindeki yolda manga kolu nizamında ve süngü taktırarak bırakıyor. Kendisi mürtecilerin yanına gidiyor. Mehti Mehmed’in yakasına yapışarak çekiyor ve yaptıkları hareketin şeametini (uğursuzluk) anlatıyor ve bunlarla uğraşırken yere düşüyor ve mürtecilerden biri tarafından atılan kurşunla yaralanıyor. Fakat derhal ayağa kalkarak camiiye doğru giderken yaranın tesiriyle avluda düşüyor. Kahraman Kubilay Bey’in yaralandığını gören müfreze Kolordu Kumandanlığı’nca tahkik ve tespit buyurulan amiller altında ateş etmeksizin ve yaralanan zabitlerine hiçbir alaka göstermeksizin vak’a mahallini terk edip dağılıyorlar ve bundan dolayıdır ki zabitlerinin uğradığı feci vahşet ve akibetten dahi haberdar olamıyorlar.

Beş on dakika sonra yaralının cami avlusunda olduğunu uzaktan gören Mehti Mehmet’le Şamdan Mehmet giderek yanlarındaki bir bıçakla ve pek feci bir surette başını kesiyorlar ve kesilen başı avludaki musalla taşına vurarak silktikten sonra belediye meydanına getirip bayrak direğine takıyorlar. Hapishane duvarının beş metre açığında olan bu manzarayı hapisler yalnız fecaatı irtikap eyleyen canavarların “lahavle” seslerini işitmişlerdir. Meydandaki elektrik direğine bir kuşakla bağlanan bayrağın direği kırılmak istidadını gösterince mürtecilerin talebi üzerine Yanyalı Arnavut Kamil 70-80 metre mesafedeki dükkanından bir ip getiriyor ve bayrak deyneği elektrik direğine bağlanıyor.

Mürteciler kesilen başın etrafından dolaşarak halkın iştirakini temine çalışırken ikinci safhanın müfrezeleri geliyor.

Gazi`nin Orduya Taziyenamesi...

Menemen’de ahiren vukua gelen irtica teşebbüsü esnasında Zabit Vekili Kublay Beyin vazife ifa ederken duçar olduğu akıbetten Cumhuriyet ordusunu taziyet ederim. Kubilay Beyin şehadetinde mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tavripkâr bulunmaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hâdisedir. Vatanı müdafaa için yetiştirilen; dahilî her politika ve ihtilâfın haricinde ve fevkinde muhterem bir vaziyette bulunan Türk zabitinin mürteciler karşısındaki yüksek vazifesi vatandaşlar tarafından yalnız hürmetle karşılandığına şüphe yoktur.

Menemen’de ahaliden bazılarının hataları bütün milleti müteellim etmiştir. İstilânın acılığını tatmış bir muhitte genç ve kahraman Zabit Vekilinin uğradığı tecavüzü milletin bizzat cumhuriyete karşı bir suikast telâkki ettiği ve mütecasirlerle, müşevvikleri, ona göre takip edeceği muhakkaktır. Hepimizin dikkatimiz bu mes’eledeki vazifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkile yerine getirmeğe matuftur.

Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkûreci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kublay Bey, temiz kanı ile cumhuriyet hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.

Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal 28 Aralık 1930

General Mustafa Muğlalı başkanlığında kurulan Divan Harp Mahkemesinde 24 Ocak 1931 günü iddianame okundu ve 29 Ocak 1931 günü mahkeme 36 (ölmüş olan bir sanık ile 37) kişinin idama mahkum edilmesine, 40 kişinin sorumsuzluğu nedeniyle salıverilmesine, 27 sanığın beraatine, 41 kişiye çeşitli hapis cezaları verilmesine hükmetti ve karar Meclisin onayına sunuldu. İdam hükümlülerinin 6'sının yaşı küçük olduğundan, onların ölüm cezaları ağır hapse çevrildi. TBMM Adalet Divanı ayrıca iki idamlığın cezasını 2 yıl hapse çevirdi.

Kalan 28 sanık, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen'de idam edildi. Bazıları Kubilay'ın başının kesildiği yerde asıldı. Mahkumlardan biri idam sehpasının önünden kaçabildi. İki hafta sonra yakalandı ve ertesi gün idam edildi.

İdamlarına ve Yaşları Dolayısı ile Haklarındaki İdam Cezasının Ağır Hapse Tahviline Karar Verilenler
Manisa’dan Kahveci çırağı Mustafa (İdam)
Manisa’dan Terzi Talât (İdam)
Manisa’dan Topçu Hüseyin (İdam)
Manisa’dan Tatlıcı Mustafa Hüseyin (İdam)
Manisa’dan Eskici Hüseyin Ali (İdam)
Manisa’dan Keçeli Köyünden Himmet oğlu Süleyman (İdam)
Manisa’dan Paşa Köyünden Kâhya Ahmet oğlu İsmail (İdam)
Manisa’dan Mut af Süleyman (İdam)
Manisa’dan Manifaturacı Osman (İdam)
Manisa’dan Hafız Cemal (İdam)
Manisa’dan Tabur imamı İlyas Hoca (İdam)
Manisa’dan Ali Paşa zade Ragıp Bey (İdam)
Manisa’dan Şeyh Hafız Ahmet (İdam)
Manisa’dan Giritli İbrahim oğlu İsmail (İdam)
Menemenden Bozalandan Koca Mustafa (İdam)
Menemenden Bozalandan Hacı İsmail (İdam)
Menemenden Bozalandan Hacı İsmailoğlu Hüseyin (İdam)
Menemenden Bozalandan Göriceli Abdülkerim (İdam)
Menemenden Cum’ai Balâlı Ramiz (İdam)
Menemenden Çıtaklı Molla Süleyman (İdam)
Menemenden Hayimoğlu Jozef (İdam)
Menemenden Şımbıllı Ali Osman oğlu Memet (İdam)
Menemenden Arnavut Yusufoğlu Kâmil (İdam)
Menemenden Kerimoğlu İbrahim (İdam)
Menemenden Selimoğlu Boşnak Abbas (İdam)
Ala Şehirden Şeyh Ahmet Muhtar (İdam)
Esat’ın oğlu Memet Ali (İdam)
Manisa Hastanesi imamlığından mütekait Laz İbrahim Hoca (İdam)
Manisa’dan Emrullahoğlu Memet (İdam)
Manisa’dan Nalıncı Hasan idama bedel (24) sene hapis (20) yaşında
Manisa’dan Çoban Ramazan idama bedel (24) sene hapis (20) yaşında
Manisa’dan Giritli Küçük Hasan idama bedel (24) sene hapis (17) yaşında
Menemenden Harputlu Ömeroğlu Memet idama bedel (24) sene hapis (65) i mütecaviz
İzmir’den Laz Memet Ali Hoca idama bedel (24) sene hapis (65) i mütecaviz
Erbilli Şeyh Es’at idama bedel (24) sene hapis (65)i mütecaviz
Derecatı Muhtelife de Hapis ve Ağır Hapis Cezalarına Mahkûm Edilenler
Horus köyünden Selâhattin oğlu Naşit
Horus köyünden Yakupoğlu Ali
Horus köyünden Muhittinoğlu Ali Koç
Horus köyünden Hasanoğlu Ahmet
Horus köyünden Neciboğlu Mevlût
Horus köyünden Ragıboğlu Osman (On beşer sene ağır hapis)
Horus köyünden Mümtazoğlu Haşim 65 yaşını mütecaviz olduğundan cezası 12, 5 sene ağır hapis
Süleymanoğlu Murat Mustafa
Kara Ahmedoğlu Ali
Hasanoğlu Ayan Memet
Paşaköyünden Memetoğlu Abdurrahman
Hoca Hasanoğlu Hüseyin
Ramazanoğlu Bekir
Şerif Ahmedoğlu Eyyip
Bozalandan Hacı İsmailoğlu Hasan
Muhtar Ahmedoğlu Mustafa
Âza Memetoğlu İsmail
Âza Memetoğlu İbrahim
Âza Haliloğlu Hasan
Bekçi Ahmet Hüseyin
Rahmanlı Köyünden Hacı Hafız Ali (Üçer sene hapis).
Manisa’dan Şeyh Hacı Hilmi
Horus köyünden Ömeroğlu Ahmet
Ahmedoğlu İbrahim
Mustafaoğlu Sadi
Zenooğlu Hasan
Arslanoğlu Şaban
Muslihoğlu Halit
İbrahimoğlu Mustafa
Abidinoğlu Tahsin
Yasimoğlu Osman
Paşaköyünden Memetoğlu Ahmet
Simalı Salihoğlu Osman
Bozalandan Ahmedoğlu Memet
Osmanoğlu Hasan
Hüseyinoğlu İbrahim
Ak Memetoğlu Memet
Simsar Kâtibi Mustafa
Lüle Memetoğlu Ali
Darakçi Hüseyinoğlu İbrahim Etem,
Kurabiyeci Hacı Hüseyin (Birer sene hapis).
Beraat Edenler
Menemende mukim Yanyalı Hoca Saffet
Menemenli Rasim
Bozalandan Mustafa oğlu Mustafa
Bozalandan Hacı Ali oğlu Mustafa
Menemenden Tütüncü Haydar
Menemende Gözlüklü Mehmet Ali
Menemende Naşit oğlu İbrahim
Menemende Mazlumaki oğlu Ali
Menemende İbrahim oğlu İsmail
Menemende Berber Hafız Ahmet
Manisalı Hüseyin oğlu Süleyman
Fırıncı Mustafa oğlu Ahmet
Lütfullah oğlu Halil
Ahmet oğlu Hüseyin Mazlum
Hasan oğlu Katmerci Mehmet
Tütüncü Hasan oğlu Hüseyin
Ahmet oğlu Halil
Mustafa oğlu Mehmet
Pıçakcı İdris oğlu Mustafa
Çulha Ahmet oğlu Mehmet Çavuş
Horus köylü Nurettin
Hacı Ömer oğlu Hoca Hakkı
Mehmet Eminin anası Hasibe
Kız kardeşi Halide Fatma
Kız kardeşi Rukie
Karısı Emine
Bozalandan Fatma

Olayın hemen ardından Menemen'de devrim şehidi iki bekçi ve Kubilay adına anıt dikildi.

Anıtın üzerinde şöyle yazar:

'"İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz."'

Sıkıyönetim, 28 Şubat 1931’de Manisa ve Balıkesir’den, 8 Mart 1931'de de Menemen’den kaldırıldı.

O günde bu günde reddedilen şey "Akıl". (Öncesindeki olay şeyh sait ayaklanması idi...)

Akıl sahibi hiç bir insan, kendi ülkesini, kendi devletini, kendi anayasasını ve yasalarını yok sayarak, yok saymasını isteyenlerin kuklası olmayı kabul etmez.

Ulusal Kurtuluş Mücadelesi vermiş bir toplumdan, mücadele verdiği kişiliksizlerle işbirliği içinde hareket edenlere taviz vermesini beklemekte, "Akıl" ile izah edilebilir bir durum değildir zaten.

"Akıl" kullanıldığında, insan insancıllığını keşfeder; Reddettiği hali "Bâtıl" dır, insan dışılığı, şeytanlığı resmeder.

İnsanın, "Akıl" sahibi insanın mücadelesi, aklı reddeden "Bâtıl Şeytan Uşakları" iledir. Bâtıldan akla dönenin kazancı, Şeytanın kaybıdır, eğer insan gerçekten isterse...

Eğer fakirlik, fukaralık müspet bir sebep olsa idi; Kurtuluş Savaşı gerçekleşmez, Afrika kıtasında yaşayan halklar, dünyanın en kanlı, en vahşi terör örgütlerini meydana getirirlerdi. Sadaka siyaseti, dilencilikle beslendiğinde, besleyemediklerini besleyenler terörü gerçekleştirirler.

Kubilay, Şeytan ile, Şeytanın uşakları ile yüzleşmekten korkmadı, yaralandığında sığındığı yer Müftü Camii idi. Şeytan orada da saldırısını sürdürdü. Yeni Kubilay'lar geldi. Şeytan, Şeytan'ın uşakları bedelini ödedi.

Bu bize has bir durum sanıyorsanız yanılırsınız..!

Girbaltar köprüsü yazımı bir daha dikkatlice okumanızı öneririm; İspanya ile İngiltere arasındaki kaosu ve bizle > olan benzerliğini görmeniz için.

Yine İspanya'nın Eta ile ilgili durumunu anlamak için; Fransa'nın Eta ile ilgili tutumunu da bilmek lazım.

ETA yöneticileri Fransa’da oturuyor. (...?)

İspanya Başbakanı Gonzales onların adresini Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand’a veriyor.(...?)

Fransa, teröristlerin iadesini reddediyor.(....?)

ETA’ya silah sağlayan fabrika Fransa’da. (Sermayedarları kim acaba, Ermeni Diasporası olabilir mi?)

İspanya bastırıyor, ama Fransa fabrikayı kapatmıyor.(.....?)

Tamamen Fransız vatandaşlarından oluşan, ETA’dan talimat alan bir ek terör örgütü kuruluyor.("Akıl" hocaları Asala olabilir mi?)

Fransa yaklaşık elli yıl ETA terörünü destekliyor.(Benzerlik var mı?)

Kimdir Eta; Sol eğilimli Cizvit papazlarının desteğiyle kurulan, İspanya’da üç bölgenin, Katalunya, Euskadi ve Galicia’nın bağımsızlığı için savaşan terör örgütü.

Vatikan'ın da destek verdiği, Katolikliğin başının da destek verdiği bir terör örgütü...

Bu karanlık ilişkilerin desteklediği maşalar, İspanya'nın AB öncesi istenilen kıvama getirilmesine yeterince destek olmuşlardır. İspanya hükümeti öncesinde çok mu masum du? Masum olan var mı..?

Olay Kişilerin-Halkların, Kültürel-Sosyal-Ekonomik taleplerinin karşılanması yönünde, insan hakları, demokratik haklar yönünde bir mücadele olsa idi; Önceliği Kızılderililere ve Afrika'dan köle olarak getirdikleri Siyahi Halklar için talep eder ve olması için yasal mücadele verirlerdi.

Şeytan kahpe oyununu sürdürüyor, aklı reddeden kurban bulmakta da zorlanmıyor.

İnsan, insan olmanın gereği "Aklı" seçene kadar, "Bâtıl" ve kolay olanı seçmekten vaz geçene kadar, zoru seçenin mücadelesi devam edecek...

Saygılarımla

Dip not: Ilımlı İslam politikasının dayatıldığı adres, İç politikamızda çizmemiz gereken yolu tarif eden adres, halkımızın genel ruh halini sürekli olarak sağlıksız kılmak için propagandasını aralıksız sürdüren adres, adres belli ikamet sahibi belirsiz.

Adres sahibinin beklentisi; umudu her geçen gün tükenen, menfi düşünceye sahip, uyumsuz, kendi içinde çözüm üretir kabiliyeti olmayan bir toplum olduğumuzu düşündürtmek, çözümün ancak onlardan geldiği halinin başarılı ve kalıcı olacağı fikrine inanmamız, dediklerini harfiyen yapmamız.

Yani, Bâtıl ve kolay olanı seçmemiz...

 
Toplam blog
: 72
: 1708
Kayıt tarihi
: 09.08.07
 
 

"Beklentiler denizinde boğulmaktansa, gerçekler ve gerçekleşenler nehrinde yıkanarak arınmayı tercih..