Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '17

 
Kategori
Futbol
 

Haftanın futbol analizi

Haftanın futbol analizi
 

Tam bir düello şeklinde geçen Trabzonspor-Beşiktaş maçı şüphesiz ki haftanın en ilginç ve zevkli maçıydı.

Taraflı, tarafsız herkesin beğenisi kazanan Beşiktaş takımının bu maçı zor da olsa kazanması, şampiyonluk yolunda önemli adım olmuştur.

Yüksek oyuncu kalitesi ve takım olma özelliği Beşiktaş’ın başarısındaki en büyük etken. Beşiktaş kulübü 1990 lı Milne zamanından beri böyle bir takıma sahip olamamıştı. Kabul etmek ve hakkını vermek lazım ki, yönetici, T.Direktör kadar bu takımın kondisyonerleri de futbolcular kadar başarılı.

Beşiktaş’ın maçın sonuna kadar düşmeyen temposu, diriliği ve kazanma hırsı ve alışkanlığı her maçta olduğu gibi Trabzon’da da kendini gösterdi.

Bu takımda Abubakar isimli bir oyuncu var ki, Beşiktaş yönetimi ona ceza bile veremiyor.  O kadar etkili bir oyuncu. Ayrıca bir de Cenk.. Son golde Gökhan Gönül’ün Atiba’nın kafasına yolladığı top da onun aslında ne kadar etkili bir sağbek olduğunun da ispatıydı…

Her iki takımın kalecisi ise skorun bu kadar yüksek olmasının başlıca sebebi olabilirdi. Gününde değillerdi.

Trabzonspor iyi yolda ama işin başında henüz. Maçı 3-2 ye ye getirip, 4-3 yenilmeleri, rakip Beşiktaş da olsa bunu gösteriyor.

Bu maçta Trabzonspor’lu Rodallega’nın santra çizgisinden kaleye gönderdiği ve direkten dönen şut gol olsa sanırım dünya televizyonlarına jenerik olurdu…

Düşünce ve şut çok güzeldi ne var ki şanssızdı, gol olmadı…

Bu futbol sahalarımızda hemen hemen pek izlemediğimiz bir pozisyondu.

Beşiktaş’tan Lyon karşısında da artık iyi bir skor beklemek bu kulübe gönül verenler kadar, Türk futbolunun da beklentisidir ve bunu başaracaklarına, sonuçta turu geçen taraf olacaklarına inanıyorum..  

Haftanın bir diğer şaşırtıcı skoru Galatasaray’ın Başakşehir’e 4-0 gibi ağır bir yenilgi almasıydı. Başakşehir’in T.Direktörü Galatasaray’ı çok iyi çözmüş olmalı ki, hem kupadan eledi, hem de ligde 2. maçı da kazandı. Edin Viska ve Cengiz Ünder gibi hızlı oyuncuların yanında Abedayor, Emre ve Yalçın gibi tecrübeli oyuncularla sahada adete uyuyan Galatasaray karşısında show yaptılar. Kaçırdıları goller, attıklarından daha netti.

Mustafa Pekdemek’in  Muslera’yı çalımlayarak attığı 4. gol  tamamen bir yetenek işiydi.

Galatasaray’ı hoca değişikliği pek etkilemedi. Kötü gidiş aynen devam. Galatasaray’lı yöneticiler hoca Tudor için ‘’çok enerjik’’ diyor beğeniyorlar. Tamam da Galatasaray’da enerjik olması gereken futbolcularken, hepsi ayakta uyuyor..

Ayrıca, Sineijder ve Podolski’nin neden 3-0 dan sonra oyuna alındığı da muamma!.. Madem bu kaliteli oyuncular oynayabilecek durumdaysa neden o kadar bekletildi?..

Galatasaray’da Bruma ve Martinez gerçekten çok hızlı ve birebir adam geçebilen oyuncular. Bu oyunculardan gerektiği gibi istifade edememelerinin en büyük sebebi Galatasaray’ın  varlığı, yokluğu belli olmayan orta sahası.

Fenerbahçe kötü oynayarak kazanmaya alıştı…

Volkan’ın penaltı’ya sebep olduğu pozisyonda hakem kırmızı kart gösterseydi (ki bence kırmızı olması lazımdı)  sonuç ne olurdu bilmiyorum ama nasılsa Fenerbahçe’de amaç kupa şampiyonluğu. Lig için doktor ne yersen ye demiş bir kere. Mecburiyetten oynuyorlar gibi bir havaları var. Tribündeki biletli sayıcı 7500 kişi.

Fenerbahçe’de önümüzdeki sezon çok büyük değişikliklerin olacağı kesin.

Maçın en izlenesi pozisyonu Lens’in maçın sonunda o sağdan alıp, gidip filelere arkadaşlarına sitem eder gibi yapıştırdığı gol…Lens çok önemli bir oyuncu.

Bu gol de bireysel yetenekle Mustafa Pektemek’in attığı golün bir benzeriydi ve aynı güzellikteydi.

Bugün medyada çıkan bir habere göre Fatih Terim, Galatasaray’ın genç Portekizli yıldızı Bruma’ya milli formayı giydirmek istiyormuş. Milli takıma genç yıldızları adapte etmek görevi olan bir Direktör’ün bu hazırcılağa giren girişimini hem etik bulmuyorum, hem de bizim kendi çocuklarımıza karşı bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.

Şampiyonlar liginde Barcelona’nın rakip sahada bu kez Juventus’e 3-0 mağlup olması bu haftanın önemli bir olayıydı yine.

Barcelona formsuz. Barcelona kötü bir dönemde ki, kendi liginde de son sıralardaki Malaga’ya deplasmanda 2-0 yenilerek çok büyük bir sürpriz yaptı ve liderliği ezeli rakibi Real Madrid’e kaptırdı.

Hemen akla 4-0 yenilip daha sonra sahasında 6-1 yendi PSG maçı geldi. Ben ilk maçın sonucunun ne olursa olsun Barcelona’nın kupa aşkının bitmeyeceğini, turu atlayacağını yazmıştım.

Barcelona 100.000 seyircisini arkasına alınca Nou Camp' da bir başka oynuyor. Futbolcular bu seyirci rüzgarına alışık ve bunu bekliyor.

Bu yüzden benim bu tur için favorim Yine Barcelona’dır. Barcelona’nın kupa aşkı bitmez.

Juventus takımı atamadığı 4. golü Nou’ Camp'da çok arayacaktır ve bence Barcelona Messi, Suarez, Neymar gibi dünyanın en etkili forvetleriyle yine bir zoru başarıp, turu geçecektir…

 

 

 

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..