- Kategori
- Siyaset
Halife adayı nasıl Cumhurbaşkanı yapılır

Halife olmadı CB verelim
Yaşadığımız devrin batının dünya üzerinde iki yüzyıllık hakimiyetinin en şaşaalı devri olduğuna şüphe yok. Batı önceleri direkt sömürge olarak adlandırdığı ve genel vali ile yönettiği doğal kaynak sahibi ülkeleri şimdi içinden çıkarıp eğittiği hazırladığı ve toplumların kendisinden sandığı beynelmilel kafalar ile yönetmeye devam ediyor. Batının bu sömürü çarkına çomak sokanlar çok kötü bir şekilde hem de o ülkenin insanları tarafından cezalandırılıyorlar. Ülkemizde yaşayan her vatandaşın artık şu basit gerçeği görmesi gerekiyor batının dünya üzerinde kurulu sistemine halihazırda tek ciddi tehdit Türkiye’den gelmektedir. Batı bunun farkındadır ve Türkiye’ye tek alternatif sunmaktadır. Teklif Türkiye’nin sömürü sisteminin sömürenler tarafında yer almasıdır. Karşılığında küçük bir sus payı önerilmektedir. Türkiye’ye önerilen teklifin bedeli bölünmeyi kabul etmesi yani küçülmesi, İsrail’e tehdit oluşturacak bir yönetim anlayışından uzak durması, tarihi haklarından ve arzularından vazgeçmesidir. Bu teklif bir şekilde onaylandığı takdirde Türkiye’nin bölgenin enerji koridoru olması, milli gelirinin artması sahil tipi zengin fakat iddiasız bir ülke olması yolunda garantiler verilmektedir. Bu tercih batı tipi yaşam tarzını tercih edenler için hemen atlanacak bir gelecek tasavvurudur. Fakat net bir şekilde onursuzcadır. Geleceği karanlıktır. Toplumun mazbut çoğunluğu tarafından şiddetle ret edilmektedir. Belki bir cunta faaliyeti sonucu uygulanabilir fakat normal şartlar altında en zayıf ihtimaldir. Gezi ve 17 Aralık kalkışmaları bu ahlaksız teklifin uygulanması için yapılan girişimlerdir fakat kolayca savuşturulmuştur.
Batı bu teklifi elimizin tersi ile itersek, dünyanın başka yerlerinde, özellikle bu bölgede batı düzenini yıkıcı faaliyetler içine girersek bize kan, gözyaşı, acı ve ölümler olan bir ortam vaat etmektedir. Son zamanlarda batıya yakın ya da sözcüsü olan medyayı takip ettiğinizde şu mesajları okumak mümkündür.
1- Tayyip kaldığı sürece başımızdan bela eksik olmayacak
2- Ülke dışında Türkiye nereye el atsa tam bir hezimet yaşanacak
3- Tayyip çok direnirse belki de bir iç savaş çıkacak. Halihazırda ülkemizde ve çevremizde yaşananlar bu mesajların vücut bulmuş halidir.
Üçüncü bir şık daha var, batı bunu görmek ve anlamak istemiyor ama var. Üçüncü şıkkı Türk milletinin büyüklüğü ve tarihi süreçler dayatıyor. Türkiye’nin ne bir Afrika ne de bir orta Amerika devleti olmadığını batı biliyor. Tarihte pek çok yenilgiler almış olsa bile çoğu zaman kendi kuralını kendi koymuş kendi planını uygulamış büyük bir devlet olduğunun da farkında. Türkiye uzun süren bir fetret devrinden sonra ayağa kalkmaya başlamıştır ve inşallah doğrulmayı başaracaktır. Yeni Türkiye’nin batıya sunduğu üçüncü şıkkın basit tarifi şöyledir. Bölgede güçlü olacağım büyük olacağım, enerjinin kontrolü bende olacak, tarihi arzularımın uygulanabilir olanları hemen hayata geçecek, Batı bana bulaşmazsa bende batıya tehdit olmayacağım, İsrail Müslüman kanı dökmediği sürece ona ilişmeyeceğim. Bölgede benim çiş...in üzerine ç.ş kabul etmem. En önemlisi müttefik olacaksak ve beraber kazanacaksak bu kazanç dünyanın fakir halklarının kanı ve gözyaşı üzerinden olmayacak. Batı bu ölçüde büyük bir paradigma değişikliğine hazır mı değil mi bilmiyoruz ama bizim şartlarımız belli ve çok açık.
İşte cumhurbaşkanlığı seçimi batının sunumu ile Türkiye’nin seçimi arasındaki mücadeledir. Batı temsilcisi partilerin çatı adayı aynı Kemal Derviş gibi batı tarafından bugünler için yetiştirilmiş duruma göre halife, cumhurbaşkanı, sisi, akil adam olabilecek bir siyasi figürdür. Hükümet yanlılarının sandığı gibi Tayyip için kolay bir rakip değildir. Batı kendi tercihini dayatmak için her şeyi yapacaktır. Belli ki bu adayın Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar planlanan felaketler ile yolu açılmaya çalışılacak. Bunlar en basitinden ne olabilir. Düşünün bir tam seçim arifesinde Musul’daki rehinelerin katledilmesi batı tipi halifemize ne güzel yol açar, ya da rehinelerin batı tipi halifemiz aracılığı ile serbest bırakılmaları, bu da fevkalade güzel bir PR çalışması olur. Batının bu mücadelede bizle ilgili aklımıza gelmeyen onlarca melanet planı olması muhtemel ve seçim yolu ile bile bazı şeyleri başarmaları mümkün fakat aziz milletimizin büyük ölçüde bilinçli ve her türlü komploya şerbetli olması en büyük dezavantajları.
İşin güzel tarafı ne yapacaklarsa ne planlıyorlarsa şu bir yıl içinde yapmak zorundalar. Zaman Türkiye’nin lehine işliyor, bu seçim Türkiye’nin yüz yıllık seçimi olacak sonra kağıtlar tekrar karılacak.