Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Hani padişah yollamıştı?

Son yıllarda geliştirilen ve yaygınlaştırılan bir sav var, izliyorsunuz. Birinci Dünya Savaşı sonunda devletin batmakta olduğunu gören Padişahımız efendimiz huzuruna Mustafa Kemal Paşa’yı çağırır, kendisine sandıklar dolusu altın verir ve ”Kemal, Git Anadolu’ya ve ülkeyi kurtar, ” der. Mustafa Kemal Paşa Anasdolu’ya bu görevle çıkar.

Peki, bu sav ne kadar doğrudur? İşte burası adamdan adama değişmektedir. Kafasının içinde işlem yapma alışkanlığı olmayan ve kendisine ne söylenirse onu olduğu gibi kabullenme alışkanlığında olan için bu ”doğru” dur. Gerçeğin ta kendisidir.

Çünkü, pek çok kişi böyle söylemekte ve böyle olduğuna inanmaktadır. Ve daha da önemlisi pek çok kitapta bu böylece kaydedilmektedir. Ancak, düşünce ve değerlendirme yetisi gelişmiş kimseler için durum başkadır. Böyle kimseler işittiklerini süzgeçten geçirir, gerçek olabilip olamayacağı yönünden inceleme yapar sonra karar verirler.

Padişahımız Mustafa Kemal Paşa’yı Anadolu’ya ülkeyi kurtarmak üzere görevlendirip göndermiştir, diyelim. Bu görevi ne zaman verdi? Mayıs 1919 da. Peki, tarihi gerçekler şunu gösteriyor. Bir gazeteden aldığım şu cümle: ”4 Şubat 1920 Mustafa Kemal’in madalya ve nişanlarının iadesini isteyen Bakanlar Kurulu kararı padişah tarafından onaylandı.”

Aradan ne kadar zaman geçmiş? Sekiz ay.. Bu sekiz ay içinde Mustafa Kemal Paşa ne yapmış? Anadolu’da kurtuluş savaşına kalkışmak için girişimlerde bulunmuş. Padişah görev vermiş, “Git ülkeyi kurtar, ” diye.. O da gitmiş, ülkeyi kurtarmaya kalkışmış. Evet, henüz kalkışmış. Daha ortada fol ve yumurta yok.

Öyleyken Padişahın başkentinde Mustafa Kemal görevinden alınıyor, yokluğunda yargılanıyor. İdama filan mahkum ediliyor. Bu mahkum edilişten önce ya da sonra da bütün madalya ve nişanları geri alınıyor. Bunu kim yapıyor? Mustafa Kemal Paşa’yı Anadolu’ya gönderen padişah yapıyor.. İnsan aklı taşıyan herkesin bu çelişkiye bir neden bulması gerek.

Bu padişah deli mi idi ki, “Git kurtar” dediği adamı, sonra gidip kurtarmaya kalkışmak suçundan idama mahkum ediyor? Yoksa Mustafa Kemal Paşa Türkiye’yi kurtarma süsü altında ülke topraklarını satışa mı çıkarmıştı da biz bunu haber alamadık?

Uzak yakın tarihimizde buna benzer çelişkili sayfalar çokça yer almaktadır. Pek çok kereler yazdım, burada yinelemek zorundayım. Biz överek göklere çıkarmak istediğimiz yöneticilerimizin kusurlarını bile “artı değer” miş gibi göstermekte ustayızdır.

Padişahımız Türklüğün en dar gününde, ülkenin başkentini işgal etmiş bulunan “kefere” nin gemisine bir gece yarısı atlayıp kaçmak basiretsizliğini gösteriyor. Biz onun bu “vatana ihanet” adımını bile erdem olarak niteliyor ve alkışlıyoruz.

İyi ki, kaçmış. Ya Allah korusun, ülkede kalacak olsaymış iç savaş çıkarmış.

Kimse demiyor ki, “A beyinsiz; kiminle kimin arasında iç savaş çıkardı? O tarihte bütün ulus tek parça olmuş ve düşmanı yurttan kovalamak için çabalıyor ve insanların tek kaygısı saltanata bir zarar geleceği yönünde idi. Saltanatın başındaki adam Anadolu’da yükselen hareketin başına geçiverseydi, hem ülke üç buçuk yıl düşman çizmesi altında çiğnenmezdi, hem de saltanat elden gitmeyebilirdi.”

Şimdi burada şöylece karşı çıkacaklar beklenebilir: “Mustafa Kemal Paşa buna engel olmaz mıydı? ” Olurdu elbet. Niçin ve ne hakla olurdu? Bakının şunun için ve şu hakla engel olurdu: Bir kere Mustafa Kemal Paşa’nın ortaya çıkışından önce Halifemiz ve Padişahımız efendimiz, el etek öpmek yerine Anadolu’ya Mustafa Kemal Paşa’dan önce koşmadığı için..

Şu hakla da... ki, Mustafa Kemal’in kurmayı hedeflediği devleti Osmanlı’nın hiç bir çocuğu bundan bin yıl sonra bile hayal edemezdi. Bugünkü Cumhuriyet az bir nimet midir ki, bu devleti öyle küçük beyinli adamlar hedefleyebilsin ve gerçekleştirebilsinler..

Bu açıdan bakınca Vahdettin Efendi’nin Türk ulusuna en büyük hizmeti yurt dışına kaçması olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’yı idama mahkum ederek ve onun nişanlarını geri alarak millet ile Mustafa Kemal Paşa arasındaki uzaklığı aradan kaldırmış olması da bir ayrı hizmettir. Bu hizmetleri bilerek ve isteyerek yapmadığını da bilelim.

 
Toplam blog
: 49
: 774
Kayıt tarihi
: 19.11.06
 
 

Ben uzun zamandır yazıyorum. Türkiye'den epey uzakta oturuyorum. Üç çocuğun babası ve pek çok çocuğu..