Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '21

 
Kategori
Eğitim
 

Harika çocuklar hep gidiyorlar

Bu topraklarda doğmuş, bu topraklarda büyümüş ve bu toprakların kültürel değerleriyle yoğrulmuş gençlerimizin son zamanlarda havasına suyuna taşına toprağına yabancı oldukları ülkelere birer birer  gidişlerine daha sık tanık olmaya başladık. Günümüzde gelecek planlarını bir başka ülkede yaşama üzerine yapan gençlerimizin sayısı giderek artmakta. 

 

Yaklaşık bir yıldır yaşanan küresel salgın her ne kadar gençlerin planlarını kısa süreli askıya almalarına neden olsa da yine de uzun vadeli planlar hep gitmek üzerine. 

 

Bu topraklar, bu dağlar, bu denizler bizim iken ve böylesine muhteşem bir coğrafyaya sahipken neden gençlerde hep bir gitmek arzusu. Elbette özel sebepler olabilir. Mesela aşık olduğun insanın peşinden gidebilirsin ya da muhteşem bir iş teklifini geri çevirmek istemeyebilirsin. Ancak burada söz konusu olan bireysel sebeplerle gidişler değil, toplu olarak arzu edilen bir gidiş hareketi. 

 

Geçmişte de göçmenlik yaşamıştı insanımız. Mesela iş bulma ümidiyle başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesine gidenler ya da siyasi nedenlerle yurt dışında yaşamak zorunda olanlar. Ancak hiçbiri günümüzdeki kadar endişe verici değildi. 

 

Lise giriş sınavlarında ülkemizin en parlak beyinlerini toplayan liselerin mezunlarına baktığımızda, üniversite eğitimleri de dahil olmak üzere yurt dışında yaşamayı tercih edenlerin sayısının önceki yıllara oranla katlanarak büyümüş olduğunu görüyoruz. Hatta bu oranın bazı liselerde yüzde kırklardan yüzde seksenlere, doksanlara kadar yükselmiş olduğunu da. Edebiyatta, sanatta, müzikte, matematikte, sosyal alanların  tamamında yetenekli olan bu çocuklarımız yurt dışına gitmek üzere büyük heyecanlar duyarken artık ne yazık ki dönüşle ilgili en küçük bir heyecanları, hayalleri, idealleri yok gibi görünüyor. 

 

Gitmek isteyen ya da gitmek ihtiyacı duyan gençlerin nedenleri ise hep birbirine benzerlik gösteriyor. Neredeyse hep aynı korkular, aynı kaygılar. Sosyal adaletsizlik korkusu; fırsat eşitliğinin olmaması korkusu; sanata, bilime yeterince değer verilmeyeceği korkusu; zekânın, çalışkanlığın, üretkenliğin yeterince karşılığını bulamayacağı korkusu; eğer üst kademelerde yakınları, tanıdıkları yoksa üstün yeteneklerine rağmen devletin kendilerini tercih etmeyeceği, desteklemeyeceği korkusu, sadece üniversite değil yüksek lisans eğitimleri bile olsa iş bulamayacakları korkusu; ülkelerinde kalırlarsa başarılı ve mutlu olamayacakları korkusu gibi.

 

Gençlerimizin kaygıları ve korkuları giderilmediği sürece bizlere düşen de çoğu zaman onların bavullarını hazırlamak, onları uğurlamak, yeri geldiğinde yaşadıkları ülkelerdeki büyük başarılarını medyadan izlemek, uzaktan uzağa onlarla gurur duymak olacaktır. Tıpkı dünyayı saran COVİD-19 salgınına karşı bütün dünya devleri aşı çalışmalarını sürdürürken iki göçmen Türk’ün en etkili aşıyı bulduklarını tüm dünyaya ilan etmelerini medyadan izlediğimiz gibi. Eğer bizler canımızdan kanımızdan olan bu iki bilim insanına imkan tanıyabilseydik şüphesiz ki bu üretimi kendi öz vatanlarında yapabileceklerdi. 

 

Geleceğimiz olan gençlerimizin önlerini açmaz, onları yeterince teşvik etmez ve fırsat eşitliği tanımaz isek ne yazık ki pırıl pırıl aydınlık yüzlü gençlerimiz, köklerinin olmadığı hatta belki de kendilerini ait bile hissedemeyecekleri ülkelerin gelişimlerine katkıda bulunurlar iken bizler de karanlıktan aydınlığa çıkabilmemiz için tek umudumuz olan, bizlere ışık vazifesi görecek olan gençlerimizi başka ülkelere göndermenin hüznüyle baş başa kalmış olacağız. 

 

Söz konusu göçün dışarıya değil, içeriye ülkemize olduğu güzel günleri görebilmemiz dileğiyle.

 
Toplam blog
: 2
: 117
Kayıt tarihi
: 01.03.21
 
 

Eğitim: Hacettepe Üniversitesi, PDR, ABD, Üsküdar Üniversitesi, Y.L., Anadolu Üniversitesi, PR. Çal..