Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '10

 
Kategori
Futbol
 

Hasta kalbe taze kan: OKAN ALKAN Fenerbahçe:4 - Manisaspor:2

Hasta kalbe taze kan: OKAN ALKAN Fenerbahçe:4 - Manisaspor:2
 

http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=20672


Avrupa yolundaki elemelerde hem Şampiyonlar Ligi'nde hem de UEFA Avrupa Ligi'nde tökezleyip erken veda ederek taraftarına büyük hüsran yaşatan Kanaryalar, dün akşam 2. seyircisiz maçında yine dörtledi. İlk hafta oynanan Antalyaspor maçında da 4 gol atmışlardı...Skorlara bakınca, "Saraçoğlu'nda hep seyircisiz oynansın, daha hayırlı oluyor," diyesi geliyor insanın. Federasyon bunu farkederse "seyircisiz maç cezasından vazgeçer," alimallah, aman farketmesinler!

Daha 3. haftada atılan gol sayısı 10, kalemizde gördüğümüz ise 5...bu oran yıl sonuna kadar böyle gitsin farketmez, hep bir fazla atalım, yediğimiz de yanımıza kar kalsın! Zaten kaleyi 3. kaleciye teslim etmişiz, Mert Günok da sakat sakat oynadı. En iyi kaleci elinizde olsa bile yedeğini bulamıyorsanız ne fayda (mı) acaba? Şansı varsa yedeklerin ve o günün iyi günündelerse öyle olmuyor işte...

Kalecinin hemen önünde oynayan, kimsenin bilmediği hatta görmediği minik boylu bir çocuk vardı akşam sahada. Vazgeçil(e)mez Gökhan Gönül sakatlanınca mecburiyetten kadroya alınan, zaten son maçlarda Gökhan'da belirgin bir düşüş vardı, yedeği de yoktu, hem Fenerbahçe'de hem de milli takımda. Dün akşam Okan daha ilk dakikada ayağına gelen ilk topu rakibe kaptırınca "eyvah!" dedim, bugün işimiz zor... Manisaspor'un teknik direktörü Hakan Kutlu'da uyanıklık yapmak istercesine hep o kanattan oynatıyordu, aklısıra en zayıf halka olarak düşündü çocukcağızı! Önündeki Mehmet Topuz, aklının estiği gibi vuruyor topa ve hep rakibe çalışıyor. Uzunca bir süre Stoch top yüzü görmedi, hele Caner ilk yarıda hiç yok gibi. Andre Santos kontenjana takılmış, takılmasa da çok verimli değil.

İlk gole kadar sıkıntılı bir oyun vardı, ne oynadıklarını anlayamadık. Bizim takımın yarısı kısa boylu, havadan oynuyor rakip ve ligin dibinde, puan alması gerek, Isaac ile bastırıyor, Simpson da fena değil. Kaptırılan toplar hemen kaleimize tehlike olarak yansıyor, orta saha elek gibi, biraz Emre gayretli, Baroni ağzı açık, hayal aleminde. Lugano da eski havasında değil, geçen maçtan morali de bozuk. Tüm eleştirilere rağmen Bilica onlardan daha formda.

Niang, hücumda yine yalnız kaldı, Alex de forvet gibi oynuyor ve kaleyi birkaç kez yokladı. Ama Alex de başka bir sorun var, neşesi yok. Belki ailevi bir sorunu var, eşi eskisi gibi destek olamıyor maçlarda...malum küçük Felipe ile meşgul...Ya da takım içi atmosfer eskisi gibi değil. Alex eskisi gibi değil, diyoruz da nasıl olsun ki...gidenlere bir bakalım ta Nobre'den itibaren, Luciano, Edu, Carlos, Aurelio, Vederson, Deivid...bütün çevresi değişmiş. Top daha az geliyor ayağına. Mehmet Topuz ve Özer'in ayağında dolaşıp dolaşıp rakibin ayağına gidiyor hep. İki kişi eksik oynuyoruz bu sezon. Baroni zaten yok. yerine Selçuk giriyor, o da canı isterse iyi yoksa elbombası gibi.

İlk gole kadar sıkıntılı olacağını düşündüm, neyseki taze kan Okan güzel bir orta yaptı, kaleciden dönen topu Alex 96. kez (lig maçlarında) kaleye yolladı. Hakan Kutlu da kendi tuzağında avlandı. İlk yarı yine sıkıntılı geçti ve maç ortada idi. 48. dakikada Mehmet Topuz'un kaybettiği gol kalemize gol olarak döndü. 62. dakikaya kadar maç gitti geldi, Mert güzel kurtarışlar yaptı. Alex'in kullandığı köşevuruşunda top, Lugano'nun sarı saçlarını okşayıp filelerle buluşunca maçın şekli de değişti. 69. dakikada yeni kan Okan Alkan asist yaptı yeni transfer Niang'a, o da siftah yaptı ağlarla. Sonraki zaten kaymaklı baklava gibi. Caner'in topu Niang'a asist oldu.

Görüldüğü üzre 3 yeni 1 eski takımı sırtladı. Yine de 4 yeni diyelim, Mert de var! Simpson'un attığı golü izleyemedim, dün akşam öyle yoğun bir akış vardı ki ekranlarda; Bir tarafta Karabük- Beşiktaş maçı(onlar da dörtledi.) bir tarafta 12 Dev Adam Rusya'ya karşı, hemen sonrasında Eses-Galatasaray maçı. Sıkıntılı başlasa da, rakipler dörtledi benim neyim eksik dercesine 3-1'e getirdiler sonucu. Kaleci Iveca'nın hoşgeldiniz hediyesiyle başladı maç. Yoksa zor kazanırdı cimbom. Hakem de epeyce küfür yedi Eses taraftarından, nasıl yönettiğini anlatmak adına belirteyim! Maçtan sonra Arda yine ağlamış, önceden tek Kadıköy dönüşü ağlardı çocuk, şimdi sulu göz Tahir'e gibi oldu, vara yoğa ağlıyor.

Bu hafta milli maç arası var, ama 4 Eylül'de Sivas'ta Sivassporla "Cumhuriyet Kupası" maçımız var. Takımdaki gelişmeleri izlemek adına fikir verebilir.

Aykut Kocaman henüz havasında değil, maç sonrası açıklama bombardımanı yapıyor. Hızlı konuştuğundan anlamakta zorlanıyoruz. Ne gibi devrimler yapacağını ben de merak ediyorum! Ya herru, ya merru!

Nasıl olsa 3 yıldır geriye gidiyoruz, bir yıl daha gitsek ne kaybederiz. ya da bir başlangıç olur gelecek güzel günlere. Bizim görevimiz izlemek...

Hadi öyleyse!

88. yılında "30 Ağustos Zafer Bayramı'mız kutlu olsun!

Not: Maçın yıldızı "taze kan" OKAN ALKAN, hem adında hem soyadında KAN var...takımın kalbine iyi geleceği kesin...adından çok bahsetmedim, nasıl olsa "bizimoğlan" diye değil, hemen havaya girmesin çocuk ya da nazar değmesin!

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..