Hatunlar Günü

Milas Bodrum yolu üzerinde, Bodrum’a giderken sol tarafta bulunan Agora’da bir soluklanmayı düşünür müsünüz? Orada sizi güler yüzleriyle bekleyen doğa aşığı insanları bulacaksınız. Biz iki yıldır gidememiştik. Onlar da iki yıldır ara vermişler. Serzenişte bulunduk; “Neredeydiniz?” diye. Ara verdiklerine üzüldüklerini söylediler.

Sonra heyecanla anlatmaya başladılar. Ailenin güler yüzlerinden Sevil; “Haziran ayında üniversiteyi bitirdim. İki yıl önce işleticiye verdiğimiz yerimizi devraldıktan sonra10 Ekimde de işletmeye açtık. Bu yıl üçüncüsü yaptığımız Hatunlar Gününün organizasyonlarını yapmaya başladım. Her ayın ilk cumartesi günü hanımlar için eğlence tertipliyoruz. Anneler gününde de kadınlara düzenlediğimiz eğlencenin kapanışını yapıp yaz sezonunu açacağız. Hatta anneler günü için radyoya reklam vereceğiz, sloganımız “Anneni de getir.” diye. Birçok projelerimiz var. Örneğin bu gece Roman Gecesi tertipledik. Elişlerine çok önem veriyoruz. Kermesler düzenliyoruz. El işi yapan kadınlara ücretsiz masa veriyoruz onlar da kendi ürettiklerini satıyorlar. 24 Nisan'da bahar şenliğimiz var. Palyaçolar gelecek. Burada bildiğiniz gibi bir hayvanat bahçemiz bulunuyor. Çocuklar için etkinliklerimiz olacak. Panayır yeri gibi yapacağız burayı. Balonlar uçurulacak. Sürekli yeni etkinlikler yapacağız.” Sevil’in gözlerindeki ışık ve yüreğindeki heyecan bizi de sarmıştı.

Arkadaşlarla hep birlikte Hatunlar Günü eğlencesine katılmak için içeriye girdik. Otantik bir atmosfer içinde eğlence başladı. Birbirini tanımayan kadınlar hemen kaynaştılar. Halaylar çektiler, çiftetelliler oynadılar. Daha da önemlisi Ege’nin zeybek havaları çalınıp söylendi hep birlikte oynadılar. Ege’nin meşhur damat oyunu oynandı herkes halaya davet edildi.

Adresler alındı. Görüşelim dediler birbirlerine. Mutlaka bekliyorum denildi. Yeni dostluklara doğru gemiler yelkenler açtı gemiler. Onuncu Yıl Marşı ile eğlence bir daha ki sefere diye bitti.

Herkes giderken gelecek sefer diye el salladılar birbirlerine…

Dışarı çıkınca el sanatlarının bulunduğu masaları dolaştık. Birbirinden güzel takılar, el örgüleri, giysiler renk cümbüşü içinde bizi bekliyordu. Benim ise ilgimi en çok Bitez’de oturduğunu söyleyen Romanyalı bir kadının diktiği elbiselerdi. Yemeniler, el dokuması bezler ve sandıklardan çıkmış kanaviçeler nakışlar birlikte elbiselere dönüşüvermişler. Her elbisenin bir öyküsü var, her elbise başka bir sanat eseri. Bir elbisenin üzerinde yurdumun tüm illerinin izi var. Bu Kastamonu bezi, bu Tokat bezi, bu Bartın bezi diye sayıyor Romanyalı kadın…

Eğer yolunuz Milas Bodrum arasında ise bir gün siz de ziyaret edin Agora’yı. Ayrılırken mutlaka bir daha ki sefere diyeceksiniz…