Hayal kahvesi mahkumları

hayal kahvesi mahkumları başlar sonra…

çaylarında azdır şekerin tadı

sigaraları hep soluk dumanlı

dirseklerindedir hayatlarının ağırlığı, çürüten ömürlerini

kendi dilinde olmayan masallarını...

aşkları hep başkalarının aşkları

çay bardağının garip şekli gibi boğazlarındaki öksürük sesi

hasta adamlardır hayal kahvesi mahkumları

iniltili adımları unutturmasın diye sokakta yansıyan gürültülerinin aksini

hep parmak ucunda yürüyormuş hissi

hayal kahvesi

orta şekerli bir dünya

telvelerinde kehanet taşıması ocaktaki cezvenin

yani aslında birisinin kendisine yalan söylemesine olan ihtiyacı

inandırması kendisini bir an için martının mahmurluğuna,

öyle ya sonrası hep ekmek derdi

usulca avutur adamları hayal kahvesi

yalanlarla

güzel yalanlara...

15 ekim 2007