- Kategori
- Şiir
Bir yalnızlık hazırlığı

ağlayan bir gül gibi dudağındaki tebessüm
-1-
Bir sabah geldim oraya. Sokaklar ıssız daha. Çöpçüler az önce gitmişler uyumaya, kaldırımlar tertemiz; sigaram soğuk sonra. Sokağın sonu deniz; dalgalar kırılmış yatıyor iskelenin ayaklarında.
deniz düş görüyordu
derinlerde
çakıltaşı aradım beton iskelelerinde
elimi tuttum dalgaya
soğuktan içim
ısındı belkide...
nedense bir bardak çay ararsın; seni kimsenin beklemediği kentlere gittiğinde. olmadık zamanda biter sigara, gözlerin başka şeyler söyler herkes sustuğunda. susma! konuştuğunu da bilmesin kimse! belki şiir bulmuşsundur bu kente inerken; susmuşsundur gelince...
-2-
denizi gördüğümde ıslık çalan yağmurlar gülümsüyordu bulutların sağanağında. bildiğim tek gerçek bu: üşümüşlük hissi ayaklarımda. olsun! yürüdüm... bilmem kaç adım daha?
ufak bir çocuk ürktü beni görünce; sakalımı yeni kesmiştim oysa. gözlerimi görmüş önce.
sahibi yoktu sessizliğin
çocuk gibi koşardım
titremese dizlerim
-3-
beklemedim seni, çünkü karşılaşırdık biz evinin önünde, kordonda, seni öptüğüm denizde, gözlerini hayatta en çok sevdiğim şeye çeviren gecede. ayak parmağına elimi uzattığım sahilde...
dizlerim taşımadı sevincimi; sessizce geldin: başka birisiydin!
baktım sana:
ağlayan bir gül gibi
dudağındaki tebessüm
yapraklarını düküyor
ışıkların altına
karanlık bir yanı var demek ki
güneşin bile
sırtını yasladığında
evrenin suratına
başka birisi oldum sana...
yüzüne baktım, aradığım güneşe; ellerine sonra izlerine. saçların... ne güzeldi, ama neden kaçardın rüzgardan? o gün bilemedim suskunluğunu; izledim bir süre parçalanan cennetlerimi...
ilk kez düşünmedim gözlerinde çocukluğumun bisikletlerini. kimbilir nasıl bir cehennemdi artık yüzüm. sanırım aklındaydı günahların; gecenin ıssızlığı... aşk değildi anladım: bir yalnızlık hazırlığı.
7 kasım 2005