Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

26 Ocak '20

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayat Anlık

HAKKANİYET YOLUNDA BİLDİĞİN HAKİKATİ SÖYLEMEK SEVAPTIR,
AHİRETİMİZ İÇİN KÂRLI KAZANÇTIR.
 
Yaşarken öleceğini bilen tek varlık insan; buna rağmen kalp kırar, gönül yıkar. Nefsini tatmin için kötülük yapar; yüze güler, arkadan konuşur. İyi görünür kuyunu kazar, sinsilik yapar. Kendisi hiç ölmeyecekmiş gibi, ölenler hep başkaları olacakmış gibi bir umursamazlık içinde yaşar. 
 
Kendisi dünya âleminde sınav salonunda değilmiş gibi, yarınlara yönelik mükemmellik garantisi varmış gibi bugünlerini başkalarını düşünmeden salt kendi çıkarları doğrultusunda yaşar. 
 
Çoğumuz günlük yaşantımızda öfkemizin merhametimizin önüne geçtiğini bilmiyoruz. Sevgimizi sinir sistemimizin önüne geçiremiyoruz, hoşgörünün kazandıracaklarını sanmıyoruz. "Belki ben yaktığım canlar için, yediğim kul hakları için günaha giriyorumdur " diyerek suçluluk duymuyoruz. Sebepsiz yere bencillik ettiğimiz vakitler yok mudur? Kırdığımız, kırıldığımız zamanlar olmuyor mu? 
 
 "Belki ben bu günahı tekrar işlemeden ölüm gelir ve ben tövbe etmeden ölürsem" diye çoğunlukla düşünemiyoruz. Çünkü gün içinde yaptıklarımızdan suçluluk duymuyoruz. Bazı vicdanlılarımız gecelerini pişmanlıkla geçiriyor olabilir, ama ertesi gün tekrardan aynı düzenimiz devam eder gider.
 
Ah şu son felaketlerden ibret alabilsek, gecikmeden tövbe edip kalan hayatımızı düzene koyabilsek, hem kendimizi, hem başkalarını sevebilsek, kimseleri üzmesek, üzülmesek...
 
Hakikatte hayat bir anlıktır. Hatta iki kirpiğimiz arasındadır hayatımız. Göz kapağımız açıldığında varız, kapanıpda açılmazsa yokuz. Hiç birimiz bir an sonramızı bilmiyoruz. Bir an sonra 'Allah muhafaza' bir deprem olur, ölebiliriz. Bir an sonra 'Allah korusun' ufacık olumsuz bir durum olur sakat kalabiliriz.
 
Güçlü kuvvetli mi biliniyoruz, bir an sonra mecalimiz kalmaz, ömrümüz tükenir. Bir an sonra suçlu olabilir, bir an sonra bir suçlunun mağduru kalabiliriz. Bir an sonra hafızamızı kaybedebilir, dünlere ait her şeyi unutabiliriz. An sonrası zengin olabilir, yahut fukara kalabiliriz. Depremle yüzleşen insanlarımız bir anda en değer verdiklerini kaybediyorlar. Evi olanlar evsiz, eşyasız kalıveriyor. Canını kurtardığına sevinenlere ânın değerini sorsanız da anlatsalar...
 
Velhasıl bir an sonrasını bile bilmediğimiz bir hayat için ne fesatlıklar yapabiliyoruz. Bizimle dünyaya gelmemiş, bizimle dünyadan gitmeyecek olan kaygılarımız için gün boyunca ne çok telaşlanıyoruz. 
 
İlim sahibi muhterem zatlar ânın değerini çok iyi idrak etmişler. "Hayat bir andır, o da şu andır" demişlerdir. Düşününce anlıyoruz, önemli olan sağlıkla nefes aldığımız anlar... O anlarda iyiliğe, güzelliğe dair ne yapabiliyorsak kazançlı çıkacağız. Bunu bir bilsek çevremizde olan hiç bir canı üzmeyiz. Dünyaya bu kadar çok sarılmadan çevremizdeki güzelliklere yakınlık duyarız. Yunus Emre'mizin dediği gibi yaradılanı severiz, Yaradan'dan ötürü...
 
Uzun sözün kısası yarını bilmiyoruz. Yarına çıkar mıyız, bizim için yarın varsa ne yaşarız, öncesinden hiç birimiz haberdar değiliz. Bilsek zaten bir an sonramızı, ona göre alırız olacaklara karşı tedbirlerimizi...
 
Bu adil olmazdı zaten... Sınav sonuçlarını evvelden ele geçirmek gibi... Evet dünya bir sınav salonu ve her anımız sınav sorularıyla dolu... Sorularımız içinde bazen fırtınalara, bazen de güneşli günlere maruz kalacağız. Her iki şartta da takınacağımız tavırlarla sınav sorularını cevaplamış olacağız.
 
Anlatabiliyor muyum?
 
Sınav sorularımız ve cevapları anlarda gizli... Yanlış cevabın telafisi tövbelerimiz olabilir, doğrusunu şüphesiz Allah bilir. Tövbesiz gidersek, malumunuz bir daha geri dönüşümüz olmuyor.
 
Hasılı, günlerimiz süresince bolca gönüller kazanalım... Kimsenin kalbini kırmayalım... Hep iyi olma gayretinde olalım... Bu dünyada herkes ettiğini görüyor, ektiğini biçiyor. O halde iyilikler yapalım ki, bizde iyilik bulalım. Karşımızda kötülük yapanlar varsa onlara karşıda biz iyi olalım. Olumlu uyarılarımıza uymazlarsa sabredelim, sabrımızın sevabından mahrum kalmayalım.
Yalan dünya uğruna insanlara zulüm yapmayalım. Kimseye kin tutmayalım. Herkesle barış içinde olalım, kimselere darılmayalım.
 
Allah korusun dert geldi mi zengin fakir dinlemiyor nice canları alaşağı ediyor. Kaybedilen değerler, servetler harcansa da bir daha geri gelmiyor. Hastalıklar yakamıza yapıştı mı huzur bir daha asla kapımıza uğramıyor. Bugün sağolanlarımızın ne zaman hakka yürüyeceği(miz) belli değil, kim bilir belki yarın, belki yarından da  yakın... Son nefesimizi verirken nedamet içinde olmamak için, içinde bulunduğumuz anları iyi insan olarak değerlendirmeye çalışalım. Musalla taşına konulduğumuzda "ee nasıl bilirdiniz" sorusuna verilen "iyi bilirdik" cevabını hak edenlerden olalım inşallah... Ayfer AYTAÇ
 
ayferaytac.com
 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..