- Kategori
- İş Yaşamı - Kariyer
Hayat bilgisi' nden geçip; kariyer' den sınıfta kalmak

İyi bir yaşam standardı ve iyi bir kariyer için; eğitim şart!
Bugün reklamlara bile slogan olan hayatımızın bir gerçeği için, sanırım hepimiz aynı fikirdeyiz. Geçmişte öğrencilik hayatımız ne kadar parlak olursa ve ne kadar iyi eğitim alırsak; gelecekte sahip olacağımız kariyerin de o kadar parlak olacağını düşünürüz hep.
Yoksa geçmişte haylaz ve tembel bir öğrenci olduğu halde; bugün çok iyi bir işi olan ve yaşam standartları oldukça yüksek insanlar da var mıdır? Öyle olmasa gerek; bize hep ilk önce okuyup, adam olmamız öğütlenmemiş midir?
Peki; hem geçmişte okullarda öğrendiğimiz bilgilerin, hem de üniversitede bitirdiğimiz bölümün, dahası aldığımız diplomanın kariyerimizde ve geleceğimizde ne kadar getirisi vardır?
Kısacası, bugüne dek aldığımız eğitimin hayatımıza getirileri nelerdir ve kariyerimize ne kadar garantisi vardır? Bugün eğitim ile kariyer arasındaki ilişkilere ve eğitimin hayatımızı ne derece şekillendirdiğine dair bir kaç şey söylemek istiyorum:
Lise yıllarında matematik, kimya ve fizik dersleri; muhtemelen birçoğumuz için kâbustan öteye gidememiştir. Belki başka dersler de vardır; hayatımızın en güzel çağında bizi karamsarlıklara iten. Aslında derslerin zorluk dereceleri kadar, ders öğretmenlerinin de artık kalıplaşmış bir hale gelen kişilik karakterleridir bizi korkulara salan. Matematik'ten 3 alman gerekir; bir üst sınıfa geçebilmen ve hatta okulunu bitirebilmen için. Öğretmenine yalvar yakar olursun; sırf Edebiyat dersi 4 gelsin diye. Fizik sınavından 3 alınca; çocuklardan da fazla olur sevinçlerin.
Ne de olsa karnedeki Fizik dersi notun, genel not ortalaman ve diploma derecen biraz daha yükselmiştir. Sanki yüksek olan her not, seni bir adım daha yaklaştırır üniversite kapılarına. Liseden edindiğin bilgiler ve aldığın yüksek notlar; seni üniversite hayatına taşır:
O kadar kırık notla birlikte uğranılan hayalkırıklıkları, ders öğretmeninden işittiğin azarlar, yüksek notlarda duyduğun sevinçler artık meyvesini vermiştir.
Şimdiden sonra artık, bir başka değer verir sana hocaların... Artık idealinde kendinden emin adımlarla ilerliyorsundur; kafanda gereksiz bilgiler olmadan. Üniversiteden edindiklerin de, bir ömür boyu yeter sana.
Dört senelik bir çabanın ardından, sonunda üniversiteyi de bitirirsin. Mezuniyet; bir anlamda yolun sonu olur senin için. Hayatta ya batarsın; ya da çıkarsın.
Bir iş başvurusunda bulunursun. Çünkü artık bir işe girebilmen için yeterli eğitimin ve yüksek kalite özelliklerin vardır. Patron, seni görür; ancak gözü seni pek tutmaz. Ama işe yeterliliğinden de emindir. Senin gibi bir elemanı bir başka işletmeye kaptırmak istemez. Ama gözü de senin üzerindedir. En ufak hatanda dahi seni fena hırpalar. Herkesin içinde rezil eder, küçük düşürür. Okulda kazandığın hiçbir başarı, sınavlarda aldığın hiçbir yüksek not; kurtaramaz seni, düştüğün bu rezil durumdan.
Hayat okulunun en zor dersidir Kariyer. Neredeyse bütün hayatın, patronun iki dudağı arasındadır. Bir gün dese ki: İşten Çıkarıldınız! Muhasebe Bölümü'ne gidip, çıkış işlemlerinizi yaptırınız.
Hayat Bilgisi'nden geçip, Kariyer'den sınıfta kalmak da bu olmalı...