Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '12

 
Kategori
Anılar
 

Hayat işte

Hayat işte
 

Pırıl pırıl bir bahar sabahıydı. Her zaman olduğu gibi erkenden kalktım hazırlandım, kızımı hazırladım o kreşe ben hastaneye. Daha hastane bahçesinden içeriye girdiğimde ambulans şoförü koşarak yanıma geldi başı öne eğikti gözlerine bakmaya çalıştım, beli ki kötü bir haber verecekti. Derin bir nefes aldı ve ‘’Munise hemşire çocuklarını kamyonun altından kurtarırken kendisi kamyonun altında can vermiş’’diyiverdi.

Neye uğradığımı bilemedim. Yığıldım kaldım. Odama geldim, üzerimi değiştirdim formalarımı giydim sakin olmaya çalışıyordum. Morg görevlisini aradım. Munise hemşireyi morga alıp almadıklarını sordum. Kolum kanadım kırılmıştı. İşe nereden başlayacağımı bilemiyor, elim ayağım birbirine dolanıyordu. Ağlayamıyor, inanamıyor, morga inemiyor debelenip duruyordum. Telefonum çaldı. Gassal kadın Emine hanımdı arayan benden gasil haneye gelmemi rica etti. İşte burada dondum kaldım ama gitmeliydim. Toparlandım ve bodrum kata nasıl indiğimi kimlere çarptığımı bilemedim. Emine hanım karşımda ağlayan gözlerle bana bakıyordu. Boynuma sarıldı işte orada saldım kendimi ve ağlamaya başladım. Emine hanım’’Şennur Hanım hemşire hanımı yıkayacağım ama karnında dikilmesi gereken yerler var siz burada yapabilirseniz eğer eziyet etmemiş oluruz bende sonra yıkamaya başlarım ‘’dedi.’’peki’’dedim. Ameliyathaneye çıktım dikmek için gerekli aletleri yanıma aldım mecburdum buna ve ağlayarak arkadaşımın yanına geldim. İki çocuğu gözlerimin önünden geçerken arkadaşımla konuşarak bedeninde açılan yaralara dikiş atıyordum ve beni duyduğuna inanıyordum. İşim bitti vedalaştım öptüm okşadım onu, servis deki koşturmaları nöbetlerdeki Canlılığı geldi aklıma ama şimdi yoktu. Kendimi toparladım dışarı çıktım bodrum katından bahçeye açılan kapının önüne hava almaya geldiğimde arkadaşımın eşi ve çocuklarıyla karşılaştım perişandılar.

Ne diyeceğimi ne yapabileceğimi bilmiyordum. Oğlu gözlerimin içine bakıyordu ağlayan gözlerle. Hastanede çok ölümler yaşadım, çok çeneler bağladım hatta çok ölüler yıkadım, elimde can verenler oldu ama bu olay beni fazlasıyla sarsmıştı.

Zaman her derde ilaç deriz ya aradan uzun yıllar geçti. Ne arkadaşımın eşini ne de çocuklarını çok uzun zamandır görmemiştim. Haber de alamıyordum artık.

Bir 12 Mayıs günüydü hem anneler günü arifesi hem hemşirelik haftasının başladığı bir dönem. Hastanede kutlamalarımız var öteye beriye koşturmakla meşgulüz. Bir ara odama geldiğimde masama bırakılmış kocaman bir buket gördüm. Hemen üzerinde yazı aradım eşim ya da çocuklarım, eş dost hastalarımız yollardı hemşirelik haftası diye. Yok, ama bu onlardan değildi. Tanıyamadım o sırada telefonum çaldı baktım dış kapıdan arıyordu görevli.’’ Şennur Hanım bir ziyaretçiniz var’’dedi ‘’tamam gelsin’’ dedim bir dakika sonra odamın kapısında uzun boylu yeşil gözlü çok yakışıklı bir delikanlı ‘’buyurun’’dedim.’’Beni unuttunuz ama haklısınız dokuz yıl oldu ben Alper, Munise hemşirenin oğlu’’demeye kalmadı bir çığlık attım.

Bana ayağıyla gelen günün haftanın en güzel hediyesiydi. Alper’i aldım annesinin çalıştığı servise çıkardım ve duvara astırdığım kocaman beyaz formalı resmini gösterdim. Daha önce hiç buralara gelemeyen Alper hüzünlendi ağladı ama artık her yıl bir kez geleceğine söz vererek giderken ben karmakarışıktım ona belli etmiyordum. Alper gitti ben bütün gün hem ağladım hem de çok mutluydum. HAYAT İŞTE.

 
Toplam blog
: 584
: 424
Kayıt tarihi
: 09.03.08
 
 

Sıradan bir yaşantım var.  Gezegeni, insanları, hayvanları seviyorum. Renklere aşığım. Okuyorum, ..