- Kategori
- Kişisel Gelişim
Hayat nasıldır ?

hayat nasıldır?
Yaşam muhteşemdir; Çünkü onun mimarı “mükemmel olan”dır!
Hayat biz onu nasıl görüyorsak, öyle davranır. Eğer kendimizi kurtlar arasına gönderilmiş bir kuzu gibi görüyorsak, hayat, bol bol kurt çıkaracaktır karşımıza. Hayatı, acımasız bir mücadele alanı olarak görüyorsak, son derece katı bir yaşamla karşılaşırız. Hayatı nasıl gördüğümüzü ve hayatla ilgili inançlarımızı anlamanın en kestirme yolu, içinde bulunduğumuz koşullara bakmaktır. Bu koşullar bizim hayatla ilgili temel inançlarımızın eseridir.
Bu görüşe katılıp katılmamak size kalmış; ama entelektüel tartışmalar yerine, deneyerek , sınayarak doğrulara ulaşmak da var. Örneğin eğer yaşamınız, haksızlıklarla, zorluklarla, mücadelelerle, doluysa, geriye çekilip bir bakın. Annenizin, babanızın hayat hakkındaki görüşleri neydi? Sizin hayat hakkındaki görüşleriniz ne? Hem “hayat bir mücadeledir” deyip, hem de huzurlu, barış dolu bir hayat bekleyemezsiniz, değil mi? Dünyanın geneline baktığımızda, açlık, yoksulluk, adaletsizlik, savaşlar, barbarlıklar görmemiz de mümkün, insanca dayanışma, sevgi, sevinç, ilahi adalet gibi şeyler de. Hayatı bir bütün olarak gördüğümüzde, karşımıza çıkan gerçek ise şu: Hayat biz onu nasıl görüyorsak, öyledir. O, her şey olabilme kapasitesinde ve zenginliğindedir.
BU NE ANLAMA GELİR?
Eğer biz hayatı nasıl gördüğümüzü anlarsak (bunun için mevcut durumumuza bakmamız yeterli olacaktır) onu değiştirebilme gücümüz olduğunu da anlarız. Bunun için ikinci adım olarak “hayatı nasıl görmek istediğimizi” belirleyip, ona göre bir beklenti içine girmemiz gerekir. Olur mu olmaz mı, deneyerek görüp ikna olabilirsiniz! Hayatla ilgili görüşlerinizi, inançlarınızı değiştirin, hayatınız da bu doğrultuda değişecektir! Ve bu denemeye değer! Hayatı “görmek istediğiniz şekilde” hayal edin, tasarlayın, hayat sizin için öyle şekillenmeye başlayacaktır. Çok basit geldi galiba! Doğrusu da bu. Bakın, biz yaşamımızın en önemli edimleri olan beslenme ve üremenin sadece zevk verici bölümlerinden sorumluyuz! Geri kalan bütün hamallık işleri bedenimiz bizim için yapar. Eğer beslenme işleminin ne kadar karmaşık ve yorucu olduğunu bilseydik, ya da anımsasaydık, ağaçtaki meyveyi koparıp ağzımıza götürmek için önümüze bu kadar karmaşık bir labirent inşa etmezdik.
Gelin bu labirenti şimdi yıkalım. Eğer bizden istenen şeyin, bizim için yapılanlar karşısında ne kadar küçük olduğunu kavrarsak, bu labirent kendiliğinden yıkılır! Şimdiye kadar, gördüğünüze inanmayı seçtiniz ve bu durumdasınız. Şimdi bunun tam tersini seçin, inanmayı öne alın, inandığınızı görmeye başlayın!