- Kategori
- Gündelik Yaşam
Hayat sende durmam diyor..
"Hayat sende durmam diyor.."
Deniz kenarı, güzel bir akşam yemeği, keyifli hoş bir müzik ve beraberinde doyumsuz bir sohbet...
Daha ne istenebilir ki..
İsteniyor, istenmez mi :))
İş hayatı, özel hayat, sosyal hayat, günlük koşuşturmalar, birtakım başka konularla ilgili sohbet edildikten sonra her nedense çoğu yalnız insanın olduğu gibi, müziğin de etkisinden olsa gerek:) söz yine dönüp dolaşıp ruh ikizini bulamamaya geliyor. Sanırım 30'lu yaşlarda bu konular daha da ağır basıyor. Neden bu kadar çok insan yalnız diye "klasik ve her zaman tartışılagelen bir konu" bizde konuşmadan edemedik. Çoğunluk aradığını bulamamaktan şikayetçi. Nedir aranılan, bulunamayan, o beklenen? İnsanlar aslında çok da fazla beklenti içinde olmadıklarını dile getiriyorlar ama nedense karşılarına bir türlü düşündükleri gibi insanın çıkmadığını belirtiyorlar. Bu kadar zor mu ya da insanlar farkında olmadan çok mu fazla beklenti içindeler, televizyon kanallarında yapılan bu tarz programlara talep ve ilginin fazla olması da bu yüzden mi.. Kimdir bizim için doğru insan, neye göre bizi tamamlayan ruh ikizimiz? Mantığa göre mi, aşka göre mi, yoksa tamamen hayallerdeki beklentilere göre mi...
Galiba bu anlamda "hayat sende, sizlerde durmam diyor", kolay kolay da durmuyor anlaşılan bu kadar çok insan yalnız olduğuna göre.. Zaman çok hızlı akıp gidiyor ve yalnız insanların sayısı gittikçe de artıyor, azalacağına..
Gözlemlediğim insanlar farkında olmadan çok fazla beklenti içindeler, gereksiz bir beklenti mi değil tabiki. Çünkü normal insani özellikler çok fazla beklenti kategorisine girmeye başladı. Ne mi bunlar; dürüstlük, güven, saygı, samimiyet vs.. vs.. aaa tabiki en önemlisi olan kalbinizin çarpması.. Bunlar temelde olması gereken güzel özellikler değil mi, aslında ulaşılmaz olan beklenilmesi gereken sadece kalp çarpıntısı olmalı ve sonrasında birtakım özellikler ya da değerlerinizin uyması.. Şunu da atlamamak lazım "medeni cesaret" artık insanlar birbirleriyle kolay kolay iletişim kuramazken kaldı ki özel anlamda bir iletişime geçmek "eski Türk filmlerinde olduğu gibi, doğaçlama bir şeyler de gelişemiyor insanların hayatında" en büyük özlemlerden biride bu olsa gerek Türk filmlerindeki gibi doğal kendiliğinden gelişen, saf güzel aşklar.. Belki de bilinçaltı beklentileri farkında olmadan bunu da istiyor.. Zaman, istemek zamanı mı yoksa bir şeyler için adım atma, sebeplere tutunma zamanı mı.. Bilemiyorum yalnız arkadaşlarım ama tek bildiğim bir şeylere hazırsanız ve çok istiyorsanız o düşünceye yönelip fazlada kalıplar içine girmeden önyargılara kapılmadan karşılaşılan güzel durumları değerlendirmek, karşınızdakine en önemlisi kendinize bu anlayışı göstermek ve o fırsatı vermek "hazır hissettiğiniz anda"..
Derler ya "KISMETSEEE :))"... Hadi bakalım bu anlamda yalnız olan herkesin "kısmeti" olması dileğiyle..
Sevgiler..