Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '07

 
Kategori
Edebiyat
 

Hayat tavırlarımızda saklıdır!

Hayat tavırlarımızda saklıdır!
 

Hayatta her an başınıza en ilginç şeyler gelebilir.

Güvendiğiniz eşiniz sizi aldatabilir, çok sevdiğiniz bir arkadaşınız sizi kandırabilir, en sevdiğiniz işten bir iftira nedeniyle ayrılabilirsiniz...

Peki böyle şeyler olsa, nasıl tepki verirsiniz?

Çok mu üzülürsünüz, yıkılır mısınız, "bunlar da geçer" mi dersiniz?

Aslında hayat, başımıza gelenlere nasıl karşılık verdiğimizdir.

Benzer iki olayı yaşayan insandan birinin ağlarken birinin umudunu yitirmeden yola devam etmesinin nedeni, yaşadıkları olaya karşı takındıklaı tavırda gizlidir.

Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli her şeyden şikâyet etmesinden bıkmıştı.

Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi.

Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi.

Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı.

“Tadı nasıl” diye soran yaşlı adama öfkeyle “Acı” diye cevap verdi.

Usta çırağını kolundan tuttu ve az ilerdeki gölün kıyısına götürdü.

Çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:

-Tadı nasıl?

“Ferahlatıcı” diye cevap verdi genç çırak.

“Tuzun tadını aldın mı” diye sordu yaşlı adam,

“Hayır” diye cevapladı çırağı.

Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:

“-Hayattaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok...

Istırabın miktarı hep aynıdır... Ancak bu ıstırabın acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır...

Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. O yüzden
sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış...”

Hayatta bazen bardağız, bazense göl...

Mevlana hoşgörüsüne sahipseniz, "ne olursan ol gel" diyerek kapıları sonuna dek açabilirsiniz de...

Kimine göre hayat, "doğum ile ölüm arasında geçen süredir", kimine göre "doğum ile ölüm arasında geçen süre içinde insanın kendi iradesiyle veya iradesi dışında başından geçen olay ve olgulardır."

Kimine göreyse, "yaşamak ölmektir!"...

Siz ne kadar ıstırap duyarsanız duyun, karşı taraf için bir şey değişmez.

Bir aşk için yapabileceğiniz her şeyi yaptığınıza inanıyorsanız ve buna rağmen karşı tarafa ulaşmadıysanız, gönlünüzü ferah tutun.

Giden zaten gitmiştir, önemli olan sizde kalanlardır.

Hayatımız ve değerlerimiz arasında yaşıyoruz. Ve bazen hayatımızın şartlarına göre değerlerimizi, bazen de değerlerimiz için seçimlerimizi ve hayatımızı değiştiriyoruz.


Bir aşkta her taraf kendini yaşar ve kendinden sorumludur. İki ucu keskin bir bıçaktır kadın erkek ilişkisi. Ne zaman elinizi keseceğiniz belli olmaz.

Bir yangındır aşk. Bir çizgidir. Her an yangın yayılabilir, her şey kül olabilir. Her an çizginin dışına çıkılabilir.

Karşınızdaki eksik yaşıyorsa, hatalıysa, ona doğruyu göstermek ve onu tamamlamak için ne yapılabilir?

Ne söyleseniz karşıdan dönebilir.

Kimileri yalnızca ölür. Çünkü herkes ölür ama herkes gerçekten yaşamaz!

Yaşamımız verdiğimiz tepkilerde ve oturduğumuz perspektife bağlıdır.

Her riskte bir fırsat, her acıda güçlenecek bir yan bulanlar, hayatı yaşayanlardır.

Tıpkı Nietzsche'nin dediği gibi "Beni yıkamayan her şey beni güçlendirir!"...

Bazıları kaygı ve korkuyla, bazıları isyanla, bazıları coşarak yaşarlar.

Korkanlar yaşamayamazlar. Cesaret edemeyenler esaretle baş başa kalır.

Ancak bazılarımız farkındadır, güzellikleri katlayarak yaşarlar...

Kimin güzelliğini anladığının önemi yoktur.

Önemli olan göl, hatta okyanus olabilmektir!

Hepinizin hayatının cesaretle, aşkla, bir ödülmüş gibi yaşanarak, güzelleşmesi dileğiyle!


 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..