Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '20

 
Kategori
Hukuk
 

Hayata Kast Nedeniyle Boşanma

 

1. Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Nedir?

Eşlerden birinin, diğerini öldürmek amacıyla kasıtlı olarak gerçekleştirdiği fiillerden ötürü MK 162 çerçevesinde hayata kast nedeniyle boşanma davası açılabilir. Söz gelimi eşlerden birisinin diğerini yatakta uyurken boğmaya çalışması, hayati organlarına silahla ateş etmesi, intihara yönlendirmesi gibi durumlarda hayata kast nedeniyle boşanma davası açılması mümkündür.

Hayata kast nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için fiilin, kasıtlı olarak gerçekleştirilmiş olması gerekir. Bu sebeple tedbirsizlik veya dikkatsizlik sonrasında eşlerden birisinin hayati tehlike ile karşı karşıya kalması halinde hayata kast nedeniyle boşanmadan söz edilemez. Bu durumlarda eşin hayatını sonlandırmaya yönelik bir kasıt bulunmamaktadır.

Hayata kast nedeniyle boşanma, mutlak ve özel bir boşanma halidir. Bu sebeple hayata kast nedeniyle boşanma davası açılması durumunda, bu fiillerin artık ortak hayatı diğer eş için çekilmez hale getirip getirmediğinin bir önemi bulunmamaktadır.

 

2. Hangi Durumlarda Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Davası Açılır?

Hayata kast nedeniyle boşanma davasında önemli olan, eşi öldürmek amacının tereddütsüz ortaya konulması ve öldürmek amacını taşıyan fiillerin bilerek-isteyerek gerçekleştirilmiş olmasıdır. Yine eşin ölmemesi için bir çaba sarf edilmesi gerekirken, bundan kaçınma da hayata kast sayılmaktadır. Söz gelimi bir kişinin yaralı eşini kurtarması gerekirken, bunu yapmayarak eşinin ölmesini beklemesi durumunda hayata kast nedeniyle boşanma davası açılması mümkündür.

Hayata kast fiillerinin planlanarak yapılmış olması ya da ani bir öfke sonucu yapılmış olması arasında da hiçbir fark bulunmamaktadır. Benzer şekilde hayata kast bakımından kullanılan aracın sonuca ulaşmakta elverişli olup olmaması da önemli değildir. Ancak hayata kast amacını taşıyan hiçbir fiilde bulunulmamasına rağmen, sadece “öldüreceğini” söyleyerek tehditlerde bulunulması durumunda hayata kast nedeniyle boşanmak mümkün değildir.

Hayata kast nedeniyle boşanma davasını, ancak hayata kast fiillerine maruz kalan eş açabilir. Yine hayata kast fiillerinin, eşe karşı gerçekleştirilmiş olması gerekir. Bu sebeple bir eşin, diğerinin ailesinden birisinin hayatına kast etmesi durumunda TMK 162 çerçevesinde hayata kast nedeniyle boşanma davası açılması mümkün değildir.

Hayata kast nedeniyle açılan boşanma davası ile birlikte bir ceza davası da görülebilir. Bu durumlarda Yargıtay, ceza davası hakkında verilecek hükmün, boşanma davasının sonucunu etkileyeceğini ve bu sebeple ceza davasının sonucunun, boşanma davasına bakan mahkeme tarafından beklenilmesi gerektiğini değerlendirmiştir. Açılan ceza davalarında eşini cezadan kurtarmak amacıyla şikâyetten vazgeçilmesi, hukuk davasından da vazgeçildiği anlamına gelmemektedir.

 

3. Hayata Kast, Pek Kötü ve Onur Kırıcı Davranış Arasındaki Farklar Nelerdir?

MK 162’de birbirinden bağımsız üç ayrı boşanma nedeni sayılmıştır. Bunlar; hayata kast nedeniyle boşanma, pek kötü davranış nedeniyle boşanma ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmadır. Bu üç boşanma hali, gerçekleştirilen fiillerin niteliğine göre farklılıklar oluşturmaktadır. Nitekim hayata kast nedeniyle boşanma, eşlerden birisinin diğerinin hayatını kasıtlı olarak sonlandırmak istemesi durumunda açılabilir. Pek kötü muamele nedeniyle boşanma ise eşlerden birisinin diğerinin hayatını sonlandırmak amacını taşımayan, daha ziyade fiziksel acı, eziyet ve işkence amacına matuf fiillerde bulunması halinde açılabilir. Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma ise eşlerden birisinin, diğerinin hırsız olduğu isnadında bulunması, başka birisi ile ilişkisi olduğunu çevresine yayması, iş ve sosyal hayatının bulunduğu yerlerde ağır hakaretlerde bulunması, evden kovması suretiyle gerçekleştirdiği fiziksel bir müdahale içermeyen davranışları sonrasında açılabilir.

 

4. Hangi Hallerde Dava Hakkı Düşmektedir?

Hayata kast nedeniyle boşanma davası açma hakkı iki halde düşmektedir. Bunlar:

a. Hak düşürücü sürenin dolması:

Hayata kast nedeniyle boşanma davası açacak olan eş, hayata kast fiillerinin öğrenilmesinden itibaren altı ay içerisinde ve her halde sebebin doğumundan itibaren beş yıl içerisinde davasını açmak zorundadır. Bu süreler içerisinde dava açmayan eşin, dava açma hakkı düşmektedir. Süreler hak düşürücü olması sebebi ile hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınmaktadır. Açılacak davada sürelerin kaçırılması durumunda, artık hayata kast nedeniyle boşanma kararı verilmesi mümkün değildir. Bu durumda genel boşanma hali olan evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayanılarak boşanma davası açılabilir.

b. Affetmek:

Affeden tarafın, hayata kast nedeniyle boşanma davası açmaya hakkı bulunmamaktadır. Açıkça affettiğini bildirmek, müşterek konutta karı-koca ilişkisini sürdürmek gibi durumlar af olarak nitelendirilmektedir. Ancak korkutma, baskı, yanıltma ve benzeri durumlarda dava hakkının düşmesi mümkün değildir.

 

5. Hayata Kast Nedeniyle Boşanmanın Mal Rejimine Etkisi Nedir?

Hayata kast nedeni ile boşanma, özel bir boşanma hali olduğu için sonuçları itibari ile bazı farklılıklar arz etmektedir. Bu farklılıklardan belki de en önemlisi mal rejimine olan etkisidir. Nitekim MK 236/2 gereğince hayata kast nedenine dayalı olarak boşanma kararı verilmesi halinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. Burada takdir hakkını kullanacak olan hâkim mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davayı gören hâkimdir.

 

Mutlu Günler

Av. Yaşar ÖKSÜZ

avyasaroksuz@gmail.com

 

 
Toplam blog
: 80
: 35
Kayıt tarihi
: 07.08.19
 
 

  İlk ve Orta öğretimini Amasya'da tamamlayan Avukat Yaşar ÖKSÜZ, 2012 yılında İstanbul Üni..