- Kategori
- Psikoloji
Hayata ya iyimser ya kötümser bakarız

İnsan olarak bizlerin hayata genellikle iki farklı bakış açımız vardır. Bunlardan birincisi iyimser bakış açısıdır. Bu tarz bir bakış açısına sahipsek, dünyanın yaşamak için gayet güzel bir yer olduğunu düşünürüz.
Ne olursa olsun, çevremizde pek çok fırsatın olduğunu ve bunlardan faydalanabileceğimizi biliriz.
Mükemmel olmadığımızı bilmemize rağmen, kimsenin dört dörtlük olmadığını, ama melek gibi yada sütten çıkmış ak kaşık misali gayet iyi bir insan olduğumuza inanırız.
Geleceğe, kendimize ve sevdiklerimizi güveniriz. Bu da bizim, her şeye rağmen, aslında iyi bir insan olduğumuzu gösterir.
İkincisi ise, bilindiği gibi, kötümser bakış açısıdır. Bu tarz bir bakış açısı olan kişi, kendine ve hayata olumsuz ya da kötümser bir gözle bakar.
Güzellikleri, fırsatları göremez, ve ne kadar çalışırsa çalışsın hep kötü şartların kendisine karşı olduğunu, bu nedenle, hiç bir zaman amaçlarını, hayallerini gerçekleştiremeyeceğini düşünür.
Kötümser insan, baktığı her yerde olumsuzluk görür. Bunlar da adaletsizlik, baskı ve talihsizlik olabilir.
Hayatta bazı şeyler doğru gittiği gibi, yanlış da gidebilir. Yanlış gidince, kötümser düşünen insan, her zaman yaptığı gibi, kötü insanları ve kör talihi suçlar. Kendilerini birer kurban gibi hissederler. Akıllarında hep Küçük Emrah vardır. Bu düşüncelerinden dolayı, kendilerini hiçbir zaman gerçekten sayıp sevemezler.
Bundan iki önceki blogda yazdığım gibi, kötülükleri de görmeliyiz, ama kendimizi kandırmamız gerekir. Unutmayalım, zihnimizin önündeki en büyük engel, kendi kendimizi sınırlayan olumsuz inançlarımızdır. Bunlar bizi bir şekilde engellerler, herhangi bir şeyi denemekten alıkoyarlar ve doğru olmadığı açıkça belli olmayan bazı şeyleri bile görmemize engel olurlar. Bu durumu zamanla anlarız, ama o zamanda iş işten geçmiş olabilir.
Hayatta şunları bilmemiz gerekir, iyimser düşüncelere sahip olan insanlar daima hareket eden, ses getiren, inşa eden ve geleceklerini yaratan insanlardır. Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal bu insanlara bir örnek olabilir.
İyimser insanlar çoğu zaman olumlu ve neşelidirler.
Dünyayı yaşamak için iyi, parlak bir yer olarak görürler.
Başarılı olmak istiyorsak, dünyaya iyimser ve olumlu bir bakış açısından bakabilmeliyiz.
Düşüncelerimiz ve bunun sonunda oluşan inançlarımızla konuşur, davranırız.
Hepimiz gerçekten neyi yapabileceğimizi bilmiyoruz. Ama her zaman, şimdiye kadar yapmış olduklarımızdan daha fazlasını yapabiliriz. Kendimizi kısıtlamamıza yol açan olumsuz inançlarımızın çoğu doğru değildir. Bunlar, doğru diye kabul ettiğimiz, olumsuz bilgilere dayanırlar.
Sonuç olarak, bir şeyi yapabileceğimize veya yapamayacağımıza inansak da, sonuçta her iki durumda da karlı çıkarız. Hata yapmışsak, tecrübe kazanmış oluruz. Bir daha aynı hatayı yapmayız. Hata yapmaktan korkmamak gerekir, her zaman hatadan geri dönme şansımız vardır. Hata yapmamak için, bir şey yapmayanlar, hep oldukları yerde sayarlar, hiç başarılı olmazlar.