- Kategori
- Gündelik Yaşam
Hayatımızın 3 'Ş' leri
İZMİR KARŞIYAKA MAVİŞEHİR KÜLTÜR ve SANAT DERNEĞİNİN ŞARAP,ŞARKI,ŞİİR GECESİ YAPILDI...
Hayatımızın üç önemli ’Ş’ leri vardır. Bunlardan biri eksildi mi, keyfe kederdir: ‘’ŞARKI, ŞİİR ve ŞARAP…’’ Bunlar, hayatımızın kolu kanadı oluyor. Bunlardan biri eksilse, kolumuz kanadımız bilin ki zedelenir. Tek kanatla kalamaz insanoğlu…
Bir kadeh şarabın içine neler sığmamıştır neler. Bir tutam şiir bir tutam şarkıdır onlar. Gönül ferahlığı da cabası. Dedik ya, hepsi bir arada olmalı. Birisi, diğerini çağrıştırıyor nasıl olsa. Birinden birinin eksikliği, o sihri bozuyor .
İşte! Karşıyaka’da bir gece tavernasında buluştular ‘’Mavi Şehir Kültür ve Sanat Derneği’’ üyeleri. Başkan Deniz Özyiğit ve eşi Suat Bey, üyeleri ile birlikte , hayatımızın en önemli 3 ‘Ş’ sini bir araya getirip, göz, damak ve duyguları, bu üç ‘Ş’ de birleştirdiler. Bu 3 ‘Ş’ lere sihir kattılar. Şarkılarla coştular. Şarapla tütsülendiler, şiirleriyle yüreklerini hem seslendirdiler, hem de serinlettiler.
Gecenin konukları, Ege’nin bu hudut tanımaz havarileri, Ege’nin motifleriyle coştular. Kalamış’lara kadar uzandılar. Dil İskelesinde aşk ve meşk şarkıları söylediler gecenin sessizliği içinde. Oradan yakınındaki Heybeliada’yı da unutmadılar. Mehtaba çıkanlar bile oldu. Kimileri o kadar coşmuştu ki, tahta masalarda bir şişe şarap aradılar. Bütün garsonlara sesleniverdiler: ‘’Bütün hesaplar benden, sen de iç, sen de iç’ ‘Kapat kapıları kapat, yabancı gelmesin.’Diyerek de tembih ettiler.
Dr.Yasemin Bekir Yurci, dostları Mustafa Çıtalı, Kanber Ranyar ve eşleri hep bir ağızdan şarkılarla sordular, coştular. Şarkılar, bir türlü onlara, yerlerini söylemedi. Hayallerindeki güzellikleri ‘Söylemediler’ Anılara sordular bu sefer: ‘’ Ufukları aradılar: ‘ ‘Göremediler, bilemediler. Tıpkı o şarkıdaki gibi. Daha da şarap lazımdı. Ama o, bulundu. Şarkıyle şarap iyi gidiyordu.
Nitekim de Özdener Güleryüz, Hayyam’dan parçalar okudu. Şarap denilince, akla hemen Hayam gelir. Salon alkıştan inliyordu. Demek ki, şarapla şiir de iyi uyuşuyordu. Yadigar Malkoç şöyle diyordu: ‘’Şarap iç, bire birdir derde tasaya / Ne bu dünya kalır, ne öteki dünya / Ne serin ateştir o, ne can dolusu / Çabuk ol, bulup içemezsin mezarda / İnsan son nefese hazır gerekmiş / Nasıl ölürse, öyle dirilecekmiş / Biz her an şarap ve sevgiliyleyiz / Böylece dirilirsek, işimiz iş / Cennette Huriler varmış, kara gözlü / İçkinin de ordaymış en güzeli / Desene biz çoktan Cennetlik olmuşuz / Bak, bir yanda şarap, bir yanda sevgili..’’
İzmir K.Yaka Mavişehir Kültür ve Sanat Derneği, sık sık geceler tertipliyor. Hepsi ilginç. Sevimli Başkan Deniz ve Suat Özyiğitler, haklı bir gurura sahipler. Başarılı bir organizasyon yapmışlar doğrusu..
Karşıyaka’ nın bu tavernasında bir Mehmet Çelik’i tanıdık.’’Sirtaki’ geceleri ile meşhur. İsteyene, hemen oracıkta öğretiveriyor. Kendisi özel olarak Yunanistan’a gitmiş, öğrenmiş de gelmiş. Efe Zeybeği ile birlikte hizmet veriyor eşi Hürriyet Çelik Hanımla birlikte. Mutfakta üstlerine yok. Buram buram ot yemeklerinin çeşitliliği, Ege’nin rengarenk motiflerine sarılı ve birbirine süs katmışlar sanki. İşte o geceyi idare eden Konsermaister ve tonmaister’liğini yapan Mehmet Bey ‘Sardunaki’ nin sahipliğini de yapıyor. Çeşme Alaçatı’lardan esip gelmişler buralara. İyi ki gelmişler. Ege’nin kokusunu, rengini doyumsuz adını her vesile ile gösteriyorlar dostlarına.
Bir şiir gecesi, bir şarap ve şarkı gecesi. El ele, gönül gönüle. Şiirsel Egenin sımsıkı sıcak duyguları ile berrak gecede şiirler, su gibi aktı tıpkı şarap gibi. Sardunaki’nin sahibi olan Mehmet Çelik, Ege’nin Alaçatı taş barlarının, butik otellerinin, bin bir otlardan yapılan leziz yemeklerin, insanın gönlünde sevda rüzgarları estiren İmbat rüzgarı ile davetlileri de şiirsel katkıları ile coşturdu o gece.
Başkan Deniz Özyiğit ve dostları Zehra, Sevinç Alptekin, Lütfü Canan Özyürek, Hülya Aydın, Nagihan Pervane, Güngör Gönendik, Halim Kumsarı, Mustafa Bilecek, gecelerinin bitmesini istemediler. Dr.Bekir Yivci’den ‘’Sıcak şarap’’ yapım reçetesi de aldık sizler için: Soğuk havalarda bilhassa iyi gider. 1 lt. kırmızı şarap, 1/8 litre su, 60 Gr.şeke, çubuk tarçın (Toz olanı, bulanık yapar) karanfil kafi miktarda. ½ limon kabuğu ve 2 dilim portakal kabuğu da denenebilir) Şekeri ve diğer malzemeleri suda kaynatıp 20 - 30 dakika soğumağa bırakın. Sonra şarabınıza bu karışımı ekleyip, çok kısık ateşte ısıtın Kesinlikle kaynatmayın. Aksi halde alkol buharlaşır.Yeteri kadar ısınınca servis yapın. Doktorun kendisinden bir de alkolsüz şiir istedik. İsmi: TAYF: ‘’Acın, çığ olur, büyür / Yuvarlanırken zamanla / Renklerin silinir kaybolur zamanla / Ürperir, kalakalırsın / Ve / Sessizlikte ve bembeyazlıkta / Beklemeli, beklemelisin, bekle / Derken duyacaksın baktığın bir yerde / Bir kuşun ötüşünü / Sevinçle / Ve alacaksın, renkleri tek tek / Beyazını içinden çekerek…’
O üç ‘Ş’ ler bir araya geldi o akşam Sardunaki’de. Bütün aşıkların kulakları çınlatıldı. Bütün şairlerin. O gece bütün mısralar ‘şarap’ kokuyordu.’’Burası Agora Meyhanesi’ ile coştu bütün salon. Ah, ah! Dr Onur Şenli’yi andık. O Onur ki, Tıbbiyeyi 12 senede bitirmişti. Şairliğe vurmuştu kendisi. Şimdi İzmir’de oturuyor. Bu ‘Agora meyhanesi’ nin sözleri yayılsın diye az mı uğraş vermiştik! Adım başı röportajlarla. Şimdi şarkılaştı, başını alıp giden dünya misali, dur durak tanımıyor, Onur Şenli, derinliği olan bir adam. Kulakları, uykudayken de çınlamıştır.
En güzelini Mehmet Çelik söyledi mikrofondan: ‘’ Şarkılar vardır coşturur. Şaraplar vardır, hüzünlendirir. O zaman denmez mi ki, ’Ah bu şarkıların, gözü kör olsun? Denir elbet. Eee, o zaman biz nereye sığınacağız? Ne olursa olsun, her üçüne de: ‘şarkıya, şiire ve şaraba.’
Evet. Hayatımızda bu 3 ‘Ş’ ler mühim. Öyle olmalı, üçü birden olmalı. Üçü bir arada hem!
Resimler: Daha sonra