- Kategori
- Deneme
Hayatın merkezi

İnternetden alınma
Kendimle aramdaki bu mesafede nereden çıktı? Hepimiz gençlik yıllarımızda günlük tutmuşuzdur. Hadi tutmayan var ise onlarında hatıra defteri olmuştur. O günlere döndüğümde elime kalemi aldığım andan itibaren ne çok bendim. Her sözcükte, her vurguda duygularımın en hücre köşelerinde karşılaşıp onları açmaktan sıkıntı duymuyordum. Oysa bugün zihnimin derinlikleri dolu olmasına rağmen yazarken kaçınıyorum. Önemi ya da hissi üzerimde azalıyor, peki neyi kaybettim. Bu süre zarfında niçin kendimle karşılaşmaktan bu denli korkar oldum. Ya da niçin kendimle karşılaşamıyorum. Aynaya bile bakarken kendime yabancı geliyorum. Duygularımın o taze ıhlamur kokusu nereye gitti? Hani içimdeki çoşku denizi? Nerede? Gün günü korkmaya başladım. Bir daha o duyguları yakalayamayacak mıyım? Ya da o dönem bir rüya mıydı? Gerçek bu mu? Ya da gerçek diye bir şey yok hemen hepsi oldu bitti mi? Düşüncelerime yabancı olursam, kendime yabancı olursam nerede kendi iz düşümüme raslayacağım.
Artık zamanı geldiğini düşünüyorum. Kendimle mutlaka karşılaşacağım. O derinlerde uzaklarda kalmış küçük kızın elinden tutacağım. Mümkünse büyümesine izin vereceğim. Ama kendini unutmadan. İşte o zaman üzerimdeki hantallığı atacağım. Belki yüzlerce yıl önceki zamandan uyanır gibi uyanacağım. Hayat sadece bir nefes. Bir dostum bugün şu cümleyi kullandı. "hayatın merkezi benim" hiç düşünmemiştim. Evet ya "hayatın merkezi benim" ben varsam her şey var, yoksam yok benim için. Bu nedenle yeniden silkelenelim, gülümseyelim ve kendimize gelelim. Korkmayalım duygularımızdan, unuttuysak anımsayalım. Ve başlayalım yazmaya siz okuyuculara kendimizi açmaktan korkmayalım.