Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

10 Aralık '06

 
Kategori
Sosyoloji
 

Hayatla sözleşmen var mı ki yolcu?

Hayatla sözleşmen var mı ki  yolcu?
 

Bugün usul usul yürüyeceğim. Arabaya, taksiye, vapura binmeyeceğim. Aklımda kurmayacağım, içimden konuşmayacağım, içli içli dertlenmeyeceğim. Memleketi dert etmeyeceğim, Afrika’lı kara çocuğa üzülmeyeceğim. Ama gördüğüm yavru kediyi alıp eve getiririm ona göre!

Çıkıp bir tepeye oturdum. Yağmur nazlı nazlı yağıyor. Bir vuruyor burnuma bir yok. Rüzgar ne esiyor? bilmem belki keşişleme. Şimdi şehrin içinde sevgililer vardır. Burunlarını birbirine değdirip gülerler birbirlerine . Karım görse şimdi bu yazıyı.. Nereden çıktı burun kısmı der mi? der mi der. Belki yazar olmak için bekar olmak lazım. Ben evliyim yazar olamayacağım kesin artık.

Kavga eden evliler de vardır şehirde. Kavga neden mi çıkar? Valla sebepsiz de çıkar insan isterse. Belki faturalardan belki adamın içkisinden. Kadının kreminden, çocuğun patiğinden. Canınızın istemesine bağlı. İki taraftan biri isterse tam tadı alınamayacak ama yarım saate sığacak , birbirinize hüm hüm bakacağınız bir kavga olabilir. Kavga sebepsiz çıkarsa barışmanızda sebepsiz olacaktır.

Şehrin içinde şimdi. ‘’ Beni yemeğe nereye götürüyorsun?’’ diyen kadınlar vardır. O kadınların yanında cep telefonuna sürekli şaşı şaşı bakan adamlar vardır. Adamlar aniden kalkar masadan , tuvalet koridorunda diğerini idare eder’’ ama aşkım şimdi haber verilmez ki iş yemeğindeyim nasıl geleyim?’’ Başka kadınlarda vardır şehirde. ‘’hangi paraya kumar oynadın gene?’’ deyip dayak yiyen kadınlar vardır.

Çocuklar vardır şehirde. İnci gibi dişleri, chanel parfümleri. Çocuklar vardır tamirhanede gececi. Yoksul ve kel tepelerden aşağı lastik yuvarlayan , kirli çocuklar da vardır.

Hikayede geçen şehirde hayvanlarda yaşar. Siz buna yaşamak derseniz. Çöpleri moloz dolu, çöpleri kapalı, haftanın sadece iki günü yiyecek bulan. Araba altında, karda , yağmurda ölen. On odalı evlerden buz gibi barınaklara bırakılmış hayvanlarda yaşar.

Hiç aşık olmamış, istediği adamla evlenememiş, bir gün olsun saçı okşanmamış , acıklı bir filmi kocasının omzunda seyretmemiş, alışverişe gidip bir kez kendisine bir şey alamamış kadınlar vardır.

Aşkı hiç tanımamış, sevdayı hiç dudağından öpmemiş, bir kitaba hayran olmamış, hiçbir kadın sürücüye yol vermemiş, telefonu kapatıp havalara zıplamamış , çocuğuyla oynarken çocuk olmamış adamlar yaşar bu şehirde.

Günler bir bir geçiyor. Aşklarında, elbiselerinde, hayatında modası geçiyor. Galiba bir tek yüreğimize atılan çentiklerin acısı geçmiyor. Hayat bir zorba gibi. Onunla baş etmek için Şeyma yengem gibi olmalı. Kaygısız ve her daim ‘’boşver gitsin’’ diyen.

 
Toplam blog
: 187
: 1260
Kayıt tarihi
: 02.10.06
 
 

İyiye ve güzele götürmeliyiz Dünyayı. Sürekli daha çok kazanmak, daha yukarıdan bakmaya çalışmak,..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara