- Kategori
- Psikoloji
Hayattan gerçek tat ve doyum alabilmek

Elindekilerle mutlu olmanın yolunun bulabilmiş bir kişi hayatı doyasıya yaşayabilir. Elimizde olmayanlar için dertleneceğimize ve elimizin altındaki imkânları göremeden geçmiş günlere üzüleceğimize, mevcut şartları mutlu olacak biçimde düzenleyebiliriz.
Droz, "Birçok insan mutluluğu, burnunun üstünde unuttuğu gözlük gibi, etrafta arar, " der.
Dag Hammarskjold ise bu konuda şöyle der, "Geriye bakmayın... Gelecek için de hayal kurmayın... Size ne geçmişi verebilirler ne de gelecek hayallerinizi tatmin edebilirler. Göreviniz, ödülünüz, kaderiniz burada ve 'şimdi'dir."
Buzdolabımızı açtığımızda yiyecek bir şeyler bulabiliyor muyuz? Bu imkânın, dünyada, milyonlarca insanda olmadığını bir düşünün! Kendinizi bu bakımdan şanslı sayabilirsiniz. Öyleyse buzdolabınızdan bir şeyler alıp yemenin tadını çıkarın ve Yaratıcınıza bu nimetler için şükredin.
Eşiniz, çocuklarınız var mı? Varsa ne kadar şanslısınız demektir. Onların kıymetini bilin. Günlük işlerden zaman zaman düzenli olarak sıyrılıp onlarla ilgilenin, şakalaşın, gülün. Onları mutlu edebilen, eğitebilen, dertlerine ve sorunlarına çare arayıp bulabilen bir aile babası ya da annesi olun.
Anneniz ya da babanız sağ mı? Onları ziyaret edin, gönüllerini alın. Vefat edenlerin ardından dualar okuyun. Akrabalarınızı ziyaret edin. Onların sorunlarına ortak olun; yapabileceğiniz desteği yapın. Bu yapacaklarınızın verdiği haz, hayattan zevk almanıza neden olacaktır.
Dan Millman’ın şu sözü okuyup üzerinde düşünmeye değer, "Hayatın her mevsimini tadını çıkar. Kışın beyaz güzelliğinin de yazın sıcak ve nemli günlerinin de zevkine var. Her mevsim, her gün, her an gelir geçer ve hiçbiri asla birbirinin aynı ya da tekrarı değildir. Kış soğuğunun ortasında yazı, yazın bunaltıcı sıcağında kışı özlemek yerine, her mevsimi kendi güzelliğiyle kabul et!"