Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '08

 
Kategori
Gelenekler
 

Hayırsız evlat

Hayırsız evlat
 

Buyrun bu resim de kaynaksız!! hırsız bennnn


Hayırsız evlat!! sizde çok duyarsınız bu sözü çevrenizden, basından ordan burdan.. Şikayetçi olunur " Allah kimselere vermesin böyle kötü evladı , şöyle kötü evladı " Ne vermişler de neyi bekliyorlar onu merak ederim...Eğer evladın nankörlük yaptığı düşünülüyorsa bir yerlerde birşeyler eksik verilmiştir yada veril(e)memiştir... Toplum olarak hala çocuk eğitiminin ne olduğunu bilmemekteyiz, 7 çok geç diye bangır bangır bağırıp , açılımını yapmamak, detaylarına inerek halka anlat(a)mamak devletin yaptığı en büyük eksidir bana göre..

Sorumluluk anlayışının hamilelikte başlaması gerektiğini dahi bilmiyoruz, gebelikte folik asit vitaminin önemini, beslenmesinin, uykusunun, dinlenmesinin, stres faktörünün , bırakmadığı sigara'nın, dinlediği müziğin, doğum sonrasında vermesi gereken sütün , daha bir sürü şıkkın anlamını ve önemini hala idrak etmiş değiliz...

Doğum sonrası, bebeğin beslenmesinden, uyku alışkanlığının edinmesinden, hijyen kurallarından bi haber (emziği önce ağızlarında ıslatmak gibi!) büyütmeye çalışırken, iyi anne baba olduğu sanmak gafletine düşülür..

En önemli dönemde (0-7) korkunç hatalarımızdan yola çıkarak şekillendiriyoruz o minicik hamurları, kişiliğinin şekillenmesinde ki bize düşenlere bir bakınız lütfen;

Yemek yedirirken yemeyen çocuğa;
-hadiii yeeee çabuk, yemiyo musun, Ayşeeee bak Ayşe yiyecek , sen yeme ben yiycemmmm ( paylaşmamayı kıskançlığı ) ekiyoruz o minicik beyinlere..

- Bir yerlere düştüğünde yada çarptığında, koşa koşa gidip düştüğü yere vurarak,
-ıııh , ıhhh al sana , al sana çocuğumun canını yaktın, tamammm tamam canım , bak dövdüm onu, vurdum ona , bi daa yapmayacak (!) (intikam ve öç almayı öğretiyoruz)

- Sürekli , dikkatli ol düşeceksin, dikkatli ol kıracaksın, dikkatli ol yanarsın, dikkatli ol canın acır , dikkat etmek fiili artık çocuk için sıradanlaşmış ve anlamını yitirmiştir dolayısıyla, en gereken an'da bu cümleyi kurmak anlamsız olacaktır.. ve sürekli müdahale çocuğu pasif, korkak ve silik yapacaktır..

Çocuğun elinde ki oyuncağı yada yiyeceği , elinden çekip alıp , bu benim olsun mu , ben yiyim mi? yada annen (baban) benim olsun, senin olmasın deyip , çocuğu sinir ederler (yine kıskançlık, paylaşamamak ekilir beyinlere) ve benim en nefret ettiğim sürekli başımıza gelen bir hadisedir..

Biraz daha büyür çocuk, ebeveyn öfke anlarında, konuşmak, anlatmak yerine, hakaret, bağırma, dayak her türlü duygusal istismar yapılır...

Başka çocuklara , çok saygılı ve özenli davranılırken kendi çocuğuna ise tam tersi tavırlar sergilenir ve kompleks tohumları çoktan ekilmiş olur böylelikle çocuk saygı kavramlarından uzak büyür gider...

Sürekli şiddete maruz kalanlar ise durum daha vahimdir (ki ülkemizde çocuk yere düştüğünde , anne tokatı yapıştırır çocuğun kafaya "dikkat etsene aptal , daha yeni giydirdim berbat ettin üstünü başını" en meşhur en bilindik tepki şeklidir.. 2-3 yaşında ki çocuklar dahi döktügü, kirlettiği, bozduğu için şiddet görmekte.

Böyle şekillenen çocuklar gelecekte ya ebeveynlerine çokk uzak ve soğuk olmakta , yada onları yok saymaktalar...

Hayırsız n'olcak demek, ucuz basit bir kaçış yolu .... o anne babanın bir zamanlar ne verdiği , yada neleri götürdüğü çocuktan, ruhlarında hangi izi bıraktıkları sorgulanmalı bence....

Eğer gereken sevgi, saygı, ilgi, sorumluluk, verilmesi gereken terbiye, ahlaksal kurallar teğet geçmişse evlerden, tekrar aynı kelime olacaktır bu yazının sonu , " NE VERDİNİZ NE BEKLİYORSUNUZ?''

 
Toplam blog
: 86
: 8215
Kayıt tarihi
: 07.10.07
 
 

Çocuk yetiştiriyorum dünyanın en zor, en güzel, en önemli işi değil mi? İşim bu. Vizyonum, Eğ..