Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Haykıracak nefesim kalmasa bile...

Haykıracak nefesim kalmasa bile...
 

80'li yılların başında ilk gençlikle tanışanlar yazının başlığındaki şarkıyı iyi bilirler. "Her sabah uyandığında, beni farzet yanında, böylece kolaylaşır herşey birden, bakarsın gelirim aniden..."

Bu yazımda şarkılardan ve sinema filmlerinden sözedeceğim ama konu başlığım müzik değil aşk. Çünkü bahsini edeceğim şarkı ve sinemalar da aşkı anlatıyorlar.

"Her güzel şey çabuk biter, soldular dünkü çiçekler, ne dostlar ne de geçen mutlu günler, bizimle her an beraberler..." Buraya lütfen dikkat, "Aşk başkadır bu anlardan, döner gelir uzaklardan, bir ses bir şarkıyla bazen, hemen başlar sıfırdan, haykıracak nefesim, kalmasa bile, ellerim uzanır, olduğun yere, gözlerim görmese ben, bulurum yine, kalbim durmuşsa inan, çarpar seninle..."

Haklarını vermek lazım bizim dönemimizin şarkı sözü yazarları aşkı bir başka anlatıyorlardı. Onların aşk cümlelerinde sansasyon, ilgi çekme kaygısı ya da ticari kaygılar yoktu. Rahmetli Fecri Ebcioğlu, Allah uzun ömür versin Sezen Cumhur Önal gibi kalemlerin dizeleriyle bir çok aşklar yaşandı. Bir çok sevdalar şarkılarla buluştu.

Önce Ayten Alpman sonra da Nilüfer'in seslendirdiği Tek Başına'nın sözleri aşkı müthiş anlatır. "Yine eskisi gibi beraber olsak, ne olur sanki geçenleri unutsak, hayat bitse, dünya dursa, ölüm bile olsa, biz hiç ayrılmasak"

Yine aşkı anlatan mükemmel sözler. Yine mükemmel bir şarkı. Şarkıyı 1983 yılında Ajda pekkan seslendirmişti. Orijinali Mia Martini'ye aitti. "Herkes seçer kendi yolunu, bilmezki mutsuzluk mu sonu, şu günlük güneşlik dünyada, bulur en zorunu, benim yolumsa, sana doğru..."

Peki ya sinemalar? Sinema filmleri... Aşkı anlatan sinema filmleri. Kasablanka deyip hiç bahsini bile etmeyeceğim çünkü bir cümlelik iş değil o. Piknik vardır benim çocukluğumun efsanesi. William Holden ve Kim Novak'lı Piknik. Bir kaçamağı, aşkı aile ve toplumsal baskılarla iç içe anlatır. Aşk orada tipik Amerikan muhafazakar, geleneksel kuralları ezip doğa ile bütünleşir. Fırtınaya dönüşür.

Hayalet'de ölümün bile sevenleri ayıramadığını görürüz. Titanik'te anlatılan aşk neredeyse tarihe geçen faciadan daha büyüktür. Ve yazımıza resim yaptığımız İlk Şovalye'de anlatılan aşk bir adamın ne kadar sevebileceğini ve aşkı için neler yapabileceğini anlatır.

Peki ya şarkılarıyla aşkı anlatanlar. Tina Turner, Boy George, George Michael, Lionel Riche, Belinda Charlise, Liza Stensfield, Elvis Presley, Julio İglasias, Mia Martini, The Beatles, Queen ve diğerleri.

Aşkı anlatan şarkı ve sinemalar anlatmakla bitmez. Biliyorum. Pek çoğunu bildiğiniz şeyleri yazıyorum. Bunu da biliyorum. Yazdığım yazının akademik bir değeri yoktur. Okuyana verecek pek bir şeyi de yoktur. Onu da biliyorum. Ama yazıyorum işte. Çünkü yazarken yeniden yaşıyorum o güzellikleri. Onun için yazıyorum...Bir de biliyorum bu filmlerin ya da şarkıların öyle anları vardır ki anlatılmaz, o duyguyu yaşayan okursa bu yazıyı, bu yazı işte onu bir yerlere götürür. İşte bunun için de yazıyorum...

(Love Story'i unuttuğumu sanmayın. Ben bir dönem Ali Mac Graw'a aşıktım. Ne varki o Stewe Mc Queen'i tercih etti. Kader işte.)

 
Toplam blog
: 179
: 2576
Kayıt tarihi
: 21.01.07
 
 

Barışa ve kardeşliğe inanıyorum. Türkiye'nin yaşadığı tüm sorunların kardeşlikle çözümlenebileceğ..