Hazır mısınız?

Duymak istediğiniz bir koku, dokunmak isteyip de ellerinizden kayıp giden sevgi filizleri, yeniden başlamak için dilenen bir özür, belirsiz anlarınızda başucunuzdan ayırmak istemediğiniz bir kitap, psikolojik gelgitlerinizden sizi çıkarıp alan bir dost sözü....Ne kadar anlamlı ise bir o kadar da anlamsız bir hayat...
Ağlayıp isteyip de ağlayamamak, gülmeye çalışırken kahkahaların arasından başka bir insana bürünüvermek... Dün ile bugün arasında hatıralar canlanırken gözümüzde, gözümüze sokulan bir elin farkında olamamak. Farklı biri olduğumuzu keşfe çıkarken farklı davranışlarımızın bizi başkalarının arasından tecrit edebileceği öngörüsünde bulunamamak. Sevgi tomurcuğu sandığımız hisler ayaklarımızın altından, bakmaya doyamadığımız taze çiçekler avuç içlerimizden bir bakmışız sıyrılıp gitmiş.... Kanat çırparken acıya kol kanat germek, ileri geri fikirlerimizle birilerini hırpalarken hayattan zevk almaya başlamak... Yeni bir başlangıç için illa bir bitiş mi olmalı. Yoksa adına dahi koyamadığımız kendimizin hisleri bir başkasının dudak izi olarak mı kalmalı?
Hayatın Eylülü'ne kalmışız farkında değiliz. Bahar kapımıza dayanmış açmıyoruz penceremizi... Yaza hazır mısınız?