Hazmedebilecek misiniz?

Biz artık Avrupa Birliği üyesi öteki ülkelerle aynı “ortak kültür”e yaslanacak ve o ülkelerin kafa-kağıdını taşıyan insanlarla Dünya’ya aynı pencereden bakacağız. Bu kafa-kağıdı meselesi de önemli. Öncelikle “kafa”larımızı değiştireceğiz. Kafalarımıza yer eden ve bizi bir millet yapan modası geçmiş kavramları değiştireceğiz ya da tümüyle yok edeceğiz. Kafalarımız değişince de, doğal olarak [ve kendiliğinden] kafa/ kâğıtlarımız da değişmiş olacak…

Örneğin, artık Türkiye Cumhuriyeti “vatan”daşı olmamızın da olanağı kalmadı... Bir ulus, bir millet olmanın bilinci, dayanışması ve örgütlenmesinin modası geçmiş olduğu kabul edilecek ise, artık vatandaş olmanın da bir dayanağı ve kıymet-i harbiyesi kalmamış bulunuyor... Ulussuz bir vatan olamayacağına göre, vatan kavramı da buruşturulup Avrupa Birliği çöplüğüne (onlar müktesebatı diyorlar) atılacak kavramlardan birisi... İşte bütün bu ön/ kabulleri gargara yapıp, hazmedeceksiniz... “Avrupa Birliği Çerçeve Belgesi”nde bunlar yazıyor. Şöyle ifade ediyorlar bu olağanüstü dayatmaları… Lütfen dikkatle, ağır ağır ve beyninize sındırarak okuyun uygulanması ön/ görülen stratejiyi: r Önce, Türkiye halkının “hazmetme kapasitesi ölçülecektir… r Sonra, alınan ilacın ve uyuşturucu diyetin yan tesirlerini incelenecektir… r Ve son olarak… Ulusal bilinç, milli birlik ve benzeri tezahürlerin dip dalgaları kollanacak, bu türden belirtilerin tedbirleri alınarak, verilen ilacın düzeyi ve dozajı tartılacaktır… Avrupa Birliği’nin genişlemesinden sorumlu komisyon üyesi Olli Rehn, Kayseri Ticaret Odası'nda düzenlenen basın toplantısında bakın neler söylüyor: - Adına ister Kopenhag, ister Ankara, ister Kayseri kriterleri deyin, Türk halkının standartlarını yükseltmeye çalışacağız. Bunların yapılması çok önemli. Türkiye, bunları yaptığı takdirde dünyada daha iyi bir aktör haline gelecektir... Yükseltmeye çalıştıkları “Türk halkının standartları”ndan kastedilen nedir?.. Bu soruyu sormak ve cevabını ciddiyetle düşünmek gerekir. Türkiye halkının, en kaba biçimde, iki farklı standardı vardır: 1.- Ekonomik standart. 2.- Kültürel standart. Acaba, Avrupa Birliği görevlisinin yükseltmeye çalıştığı standart hangisidir? Devletler arasında platonik, duygusal, günü birlik ilişkiler kurulmaz... Uluslar arası politikalar ve stratejiler, sözünü ettiğimiz bu gibi manevi unsurlara dayanmaz; dayandırılamaz... Avrupa Birliği’nin (yanı Avrupa Birliği içinde yer alan ulus-devletlerin), Türkiye halkının ekonomik standartlarını yükseltmekteki muratları ne ola ki?.. Gelin bu soruyu daha da bir gerçekçi soralım: Bir Fransa’nın, bir Almanya’nın, bir İtalya’nın... Konya’nın Hasanoğlu köyündeki Mehmet ağa ile Aydınlı Simitçi Yahya’nın ekonomik standartlarının yükseltilmesindeki amacı nedir?.. Türkiye halkı, unvanları emperyaliste çıkmış bu ülkelerin iştahlarından kalkıp, midelerinden geçerek yemek borularından yukarıya doğru yükselen guruldama sesini duymak ve anlamak zorundadır… Gelelim, yükseltilmesi hedeflenen kültürel standardımıza… Sözünü ettikleri “kültürel standart, ” verdikleri talimatları aynen uygulayacak nitelikte ve kendilerine göbekten bağlı bir işbirlikçi insan güruh aracılığı ile kendi çıkar ve politikalarına kötü gözle bakmayan, uysal, yumuşak başlı, gününü güt etmekten başka bir kaygı taşımayan ve gerek tarihe ve gerekse bugüne, verilen talimatlara uygun olarak bakınıp/ duran devşirme bir cemaat ortamıdır… İşte yaratmak için gayret sarf edilen ve hazmedilmesi için çaba gösterilen ekonomik ve kültürel standartlar bunlardır. Türkiye halkının standartları bu yönde gelişince… [lütfen dikkat buyurun, adam ne kadar açık söylüyor]: - İşte Türkiye o zaman, Dünya’da daha iyi bir “aktör” haline gelecektir... Senaryosu Brüksel’de yazılan bir oyunun “aktörü” olan Türkiye!.. Ama bu bir Hacivat-Karagöz oyunu değil, olsa olsa bir Ali-Cengiz oyunudur. Ve bu tehlikeli oyun, Türkiye’nin ulusal varlığına karşı “açıkça” oynanmaktadır... http://www.soruyusormak.com/ http://www.dnm-ler.com/ http://www.kitlecizgisi.com/