- Kategori
- Siyaset
HDP Bir Türkiye Partisi mi?
Çok izlenen bir sabah haberleri kuşağının sevilen sunucusu, İstanbul yerel seçimindeki başarı için seçmenleri kutlarken bu başarıda Selahattin Demirtaş’ın ve HDP’nin de katkısı olduğunu iddia etti.
Zaten HDP eş başkanlarından biri de “Kürtleri bu başarılarından dolayı kutladı”.
Temek soru şu: HDP bir Türkiye partisi mi? “ Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz, siz de buna alışacaksınız!” veya “ Cizre Bodrum’a o kadar da uzak değil!” diye tehditler savuran “barış güvercini Selahattin Demirtaş ve takım arkadaşlarının bir Türkiye partisi meydana getirmeleri mümkün mü?
Aslında mümkün… Çünkü meselâ Sırrı Süreyya Önder’in “ Bu işe devam ederseniz kapınıza bir satsubay gelebilir!” diyerek bütün Türk evladını ölümle tehdit ettiği günleri de hesaba katarsak… HDP’nin, bütün tabanıyla Türkiye genelinde bir tehdit siyasetini yürüttüğü göz önüne alındığında evet… HDP Kürtçü enik ırkçı terörünü yurt sathında temsil etmekle övünmesinden dolayı bir “Türkiye partisi” sayılabilir.
Fakat HDP’nin etnik ayrılıkçı, Kürtçü, açıkça ırkçı ve hırçın tavrının bir “siyaset yapma biçimi” olarak “yasal” kabul edilmesi bugün gelinen en büyük ve yakıcı çelişki olarak karşımızda durmaktadır.
Bugün Türkiye AKP karşıtlığı ve AKPlilik ekseninde açıkça ikiye bölünmektedir. Ne yazık ki AKP karşıtlığında da PKKnın ve diğer bütün bölücü Kürtçü örgütlerin sözde yasal sözcüsü rolüne soyunan HDP’nin, “muhalefet alanını işgal etmesine” herkes izin vermektedir.
HDP ne bir Türkiye partisidir ne de “meşru” bir muhaliftir. Yasal bir takım boşlukları istismar ederek var olması, HDP’nin hukuki ya da meşru olduğunu göstermez.
Bu hukuki boşluğun yarattığı kirli gerilimde HDP, PKKnın bütün silahlı alçaklığını “silahlı propaganda” terimi içine saklayarak sözde sol siyaset yapmak iddiasıyla bütün solun oy potansiyeline göz dikmekte ve zaten enternasyonalist, yabancı ve bir ölçüde Türk düşmanı sol seçmen kitlelerini de alabildğine sömürmektedir.