Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '15

 
Kategori
Spor
 

Heba ettiler, yazık oldu!

Fenerbahçe’nin maça başlayan orta sahası; Raul, Selçuk ve Mehmet Topal…

Üç ön libero özelliği olan, kesici olarak andığımız oyuncular.

Amaç belli, Fenerbahçe ilk maçta zar zor elde ettiği 2-1’in üzerine yatacak; aynen iki gün önce Galatasaray’ın yaptığı gibi. İsmail Kartal, Hamza Hoca’nın yanlışından ders çıkarmış olsa, kendi evinde oynadığı karşılaşma için biraz daha hücum düşünen kadro sürerdi sahaya…

Fenerbahçe - Bursaspor: 0-3Ancak İsmail Kartal’ın nasıl bir teknik direktör olduğunu Kadlec’in atılmasından sonra daha iyi anladık.

Oyun 2-0 olmuş, tüm gücünle saldırman gerekiyor, değil mi?

Yok, o hala tahta üzerine çizdiği şablonun eksik parçasını tamamlıyor. Sol bek çıktı ya oraya bir oyuncu koyacak!

Yahu, 2-0 ile 3-0’ın farkı var mı? Neyin peşindesin?

Orta alanda tek top yapacak oyuncun yok, ileri gidemiyorsun, kanatlar zaten sadece Alper’e kalmış, koy ortaya yaratıcı bir adam, olmaz ama belki bir faydası dokunur!

O ne?

Hasan Ali Kaldırım?

Değişiklik ve gol; 3-0!

Şaka gibi bir şey…

Ancak bunun öncesi var; iki hafta önce Bursa’da oyunun son bölümlerini Allah’ını seven savunmaya gelsin diyerek nasıl elindeki tüm stoperlerini oyuna sürmüştü, işte o gün kaybetmişti.

Zaten böyle teknik adamların kazanmaması gerekiyor; futbol adına onların kaybetmesi kazancımız oluyor.

Son yıllarda üstlendiği görevi bu kadar hak etmeyen ve yakışmayan hiç bu kadar kötü bir teknik direktör görmemiştik, bunu da yaşamış olduk.

Hiç kuşkusuz bu aynı zamanda futbolcu hegemonyasının da ortaya çıkardığı sonuçtur.

Fenerbahçe’de içten içe kaynayan bir şeyler vardı.

Sezon başında biliyorsunuz başlığını da atmıştık; oyundan çıkan soluğu soyunma odasında alıyordu. Disiplinsizlik göstergeleri vardı ve bunun için daha o tarihlerde İsmail Kartal’ın önlem alması gerektiğini konuşmuştuk.

Oyuna en büyük ihanetlerden birini yapan Emenike’nin sanki ödüllendirilir gibi sürekli kadroda yer bulması adaletsizliğin en büyüğüydü. Emenike dün de film artistlerine taş çıkarır cinsten tuhaflıklar sergiledi.

Galatasaray son beş senede iki oyuncu sahaya sürdü; Emre Çolak ve Semih Kaya, beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ancak bu iki oyuncu da formanın hakkını vermeye gayret gösteriyor.

Selçuk ve Bekir nedir?

Mehmet Topuz nedir?

Fenerbahçe bu oyuncuların yerine hiç mi adam bulamaz, yetiştiremez?

İlk golde Bekir’in diplomatik görevli gibi Volkan Şen’e eşlik etmesinin savunma ile hiçbir ilgisi olmadığını bir kere daha gösterdi.

İsmail Kartal maç sonunda “Uygar’ı kazandık!” demez mi? Kim kiminle kafa buluyor belli değil. Kazandıysa koy da oynasın çocuk. Ozan nasıl oynuyor, oynadıkça futbolu büyüyor gelişiyor.

Selçuk, Bekir, Mehmet Topuz oynadı da ne oldu, sonuç değişti mi?

Uygar’la oyna ilk yola çıktığın yerde dur da biz de saygı duyalım.

Ve tabii bütün bunlara sebebiyet veren Yönetim anlayışıdır.

Aziz Yıldırım, yıllardır dışarıdan tüm çeşitli odakların tüm güçlerini kullanarak gerçekleştirmeye çalışıp başaramadığını bir sene içinde yaptığı icraatlarıyla kendisi yaptı.

Tebrik etmek gerekiyor.

Aziz Yıldırım’ın çevresini boşaltarak her şeyi bilen ve yönetmeye çalışan anlayışının sonucudur bu sezonki başarısızlık.

Elde hiç değilse bir kupa finali olacaktı, onu da başaramadı.

Şimdi kimi veya kimleri sorumlu tutacak?

Bütün oyuncuları kapı dışarı mı edecek?

Maalesef elindeki gücü ve özellikle 3 Temmuz’dan sonra çevresinde toplanmış insan zenginliğini bu kadar kolay harcayan, her yaptığı eylemle kendisine ve Fenerbahçe’ye zarar veren bir başkan her halde zor bulunur.

Yazık ettiler. 

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..