- Kategori
- Haber
Helal sana... Adanalı Celal...

Bu laf, aslında bu yazıya yakışmaz.
Adanalı Celal, Celal SERİN…
Adana’nın renkli kişiliklerinden biri… İktisat fakültesi mezunu, gazetecilik yapmış, Adana gece hayatının ünlülerinden ve Adana Demirspor kulübünün yöneticilerinden.
Bir gün Adana Demirspor kulübünün gecesinde, çok şık giyimi ile hararetli konuşma yaptığında, orada bulunanlardan biri <ı>“Helal sana Adanalı Celal… Bu da sana yakışır” demiş. Demiş, ama bu laf da deyim olmuş, kalmış…
Tunceli Bağımsız milletvekili, <ı>“Tek kişilik muhalefet partisi” Kamer GENÇ, önceki gün TBMM genel kurulunda kendine özgü yaptığı konuşma sonra, AKP milletvekillerinin saldırısına uğradı.
Araya giren CHP ve MHP milletvekillerinin sayesinde, saldırıdan <ı>“Darp” almadan kurtuldu.
AKP meclis gurubu, TBMM İç Tüzüğünü çok iyi bilen Kamer GENÇ’in muhalefetini önleyemiyor. O kürsüye çıktığında da, oradan birileri, sözünü kesmek için ikide bir laf atınca, o da cevabı veriyor.
Kamer GENÇ, şahit olduğumuz kadarıyla bazen ölçüyü de kaçıyor. Ama adam,<ı> “Saygı duymadığım birisinden, saygı ile söz edemem” diye açıkça belirtiyor.
Yakışıyor mu TBMM çatısı altına?
Yakışıyor diyemem… Ancak, AKP’lilerin de tek kişilik muhalefet yapabilen, bunun için elinden gelen her türlü fırsatı kullanan bu milletvekiline de tahammül göstermesi gerek. Sussalar, sataşmasalar mesele kalmayacak.
İki günden bu yana ortalık bu olayla çalkalanıyor.
Sormuşlar Başbakan Erdoğan’a Mudurnu Belediyesi'ni ziyaretinin ardından… Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, bir gazetecinin, <ı>"TBMM Genel Kurulu'nda dün bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç ile partiniz milletvekilleri arasında bazı olaylar yaşandı. Partiniz milletvekillerinin Genç'e şiddet uygulamasını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine, <ı>"Benim partimin milletvekilleri hiçbir zaman şiddet uygulamaz. Şiddet uygulayan bizzat o zatın kendisidir. Çünkü her hareketi şiddettir" demiş…
İşte bu noktada diyorum ben <ı>“Helal sana… Adana’lı Celal…” diye…
Oysa böyle bir söylem için başka bir laf bulmak gerekir, <ı>“Helal sana… Adana’lı Celal…” buraya oturmuyor.
Ancak ve ne yazık ki bu laf buraya değil, başka yerlere de oturmasa da, yazıyı yazdığım şu dakikada Sayın Başbakan, MÜSİAD’ın 17. Genel Kurul toplantısında bir konuşma yapıyor.
Konuşmayı dikkatle ve ibretle izlerken, bir taraftan da Genel Kurul toplantısına katılan salon dolusu iş adamını izliyorum. Her sözünün sonunda alkışlar ile destek verdiklerini görüyorum.
Neyi ve neden alkışladıklarını da bildiklerini hiç sanmıyorum.
Ama alkışlanıyor, ilginç değil mi?
<ı>"Benim partimin milletvekilleri hiçbir zaman şiddet uygulamaz” diyen Genel Başkan ve Başbakan’ın partisinden değil miydi acaba Kamer GENÇ’in üzerine saldıranlar?
Demek ki değilmiş…
Yanlış görmüşüz…
Söyledikleri ile yaptıkları birbirinden farklı olan birini, her konuşmasında alkışlayarak gösterdiğimiz <ı>“Helal sana… Adana’lı Celal…” tarzsındaki yaklaşımımızın sonunda ortaya çıkacak görüntüden hepimiz sorumluyuz.
Bir de, bütün bunlara rağmen alkışlarını Sayın Başbakan’dan esirgemeyenlere söyleyeceğim bir çift söz var…
Bu ülkenin başına kötü bir şey gelirse, Allah korusun, hepimizin başına gelecektir. Sadece fakir fukaranın değil.
Haberiniz ola…
<ı>19 NİSAN 2008