Hemen şu anda

Dünyadaki herkes aynı anda hırslarını bıraksa. ”Daha”ların mahkumiyetinden çıkıp kurtulsa. “Fazla”nın sıkışmışlığından rahata “Az”a geçiş yapsa. Tatildeki yaşantı anlayışını tüm hayatına taşısa.

Tembellikten bahsetmiyorum…Hayır. Şu içinde bulunduğumuz zamanın, efendisi konumuna yükselttiğimiz kâğıda olan kölelikten bahsediyorum.  

Geçekçi olalım. Ona ihtiyacımız var mı?... Var.

Ancak bu ihtiyaç meselesini de gözden geçirelim. Normalde pek çok insanın ihtiyacından fazla giysisi, eşyası olduğunu hepimiz kabul ediyoruz artık.

Yani “Allahım, 300 ayakkabım olmazsa ben yaşayamam” triplerinin gerçek dışılığını algıladık nihayet.

Bunun sadece tüketime yöneltilen biz bağımlıların sömürüsü olduğunu da fark ettik.

 Çok beğendiğim bir kamu spotu var;

Bir kadın mağazada çanta beğenir. Eşi olduğunu tahmin ettiğimiz bir erkek sesi o sırada devreye girer ve sorar “çok beğendiysen alalım.” Kadın çantaya bakar, “beğendim ama” der “olmasa da olur.”

İşte can alıcı cümle de budur; OLMASA DA OLUR

Şöyle bir gardrobunuza bakın, 5 yıldır giymediğiniz ne kıyafetler tutuyorsunuz askılarda, çekmecelerde. Mutfağınızda kullanmadığınız ama bulunsun diye aldığınız ne kek kalıpları saklıyorsunuz.

Sadeleşmeden, Az’a geçişten bahsediyoruz. Tam da tatilden yeni çıkmışken. O rahatlığı, birkaç kıyafetle de yapılabildiğini unutmadan yazmak istedim. Sıcağı sıcağına.

Şimdi, tam da bu satırları okuyunca, aklınızdan geçenleri tahmin edebiliyorum. O nedenle…Boşverin, “o ne dedi, bu ne yapar”ları. Siz nasıl rahat ediyorsanız öyle olun.

İşte o nedenle, ilk paragrafı bir daha okuyalım;

Dünyadaki herkes aynı anda hırslarını bıraksa. ”Daha”ların mahkumiyetinden çıkıp kurtulsa. “Fazla”nın sıkışmışlığından rahata “Az”a geçiş yapsa. Tatildeki yaşantı anlayışını tüm hayatına taşısa.

Aynı Anda…Biranda…Hemen Şu An’da…

Çimen Erengezgin