- Kategori
- Sosyoloji
Hepimiz bir bütünüz
Sosyal bir varlık olarak insana özgü belirti, nitelik ve özelliklerin tümünü içeren "kimlik" kavramı; soy, dil ve kültür gibi öğelere dayandırıldığında daralmakta, içine kapanmakta ve etrafı kabuklaşmaktadır. Vatandaşlarımızın kendilerini Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak hissetmeleri, etnik kökenlerine bağlılıktan kaynaklanan sosyolojik ve kültürel bir tavırdır. Bu tavır, insanın temel hak ve özgürlükleri içinde yer alan tam anlamıyla demokratik bir seçimdir.
Bugün, ülkemizin çeşitli bölgelerinde, başta evlilik birlikteliği olmak üzere, çeşitli maddi ve manevi bağlarla birbirlerine kaynaşmış olarak yaşayan ama etnik kökeni farklı insanlarımız, geçmişte kendilerinden kaynaklanan hiç bir nedenle toplumumuzun bütününden kopup ayrılmak istememiştir. Aksine, bu ülkenin temellerinin atılmasında ve yaşadığımız Cumhuriyet yönetiminin kurulmasında etkin rol oynamışlardır.
Atatürk'ün, Kurtuluş Savaşı sırasında, etnik kökenine ve konuştuğu dile bakmadan tüm Anadolu halkını tek bir vücut olarak düşmana nasıl çıkardığını ve tüm ülke halkının da bu topraklar için nasıl kan döktüğünü unutmayalım. Şehitlilklerimizde, etnik kökeni, konuştuğu dili, mezhebi, felsefi düşüncesi, sosyal görüşü farklı insanlarımız koyun koyuna yatmaktadırlar. Devletimizin, Cumhuriyetimizin ve tüm halkımızın bağımsızlık simgesi olan bayrağımız, rengini bu insanlarımızın kanından almıştır, Ulusal Marşımız, bu insanlarımız için yazılmış ve bu insanlarımıza armağan edilmiştir.
Dikkat edilmeli ve senaryoları dışarıda yazılan; ancak ülkemizde oynatılmak istenen oyunlarda rol almayalım. Dün, ülkemiz topraklarını yedi parçaya bölenlerin, bugün halkımızı yetmiş parçaya bölmeleri için ortam hazırlanmamalıdır. Türk halkı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı bir bütündür. Bu nedenle halkımız, etnik kökeni, konuştuğu dili, dini ve mezhebi, siyasal düşüncesi, sosyal görüşü ve felsefi inançları ne olursa olsun her türlü farklılıklara rağmen içinde ulusal bir birliktelik içinde olmalıdır.
Şimdi, hiç gereği yokken ve her zamankinden daha çok birbirimize kenetlenmemiz gerekirken, kimi insanlarımızı, "Siz ötekisiniz." ya da "Siz bizden değilsiniz" diyerek yabancılaştırmamalı ve bütünden kopmalarına neden olunmamalıdır.
cdenizkent