Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

13 Mayıs '22

 
Kategori
İnançlar
 

Hepimiz Firariyiz

HEPİMİZ SUÇLUYUZ
HEPİMİZ HAKKINDA YAKALANMA EMRİ ÇIKARILMIŞ NEREYE KADAR KAÇACAĞIZ
 
Dünyaya geldiğimiz o ilk gün şartlı tahliye edilmiş gibiyiz. Sonraki yaşam sürecimizde hepimiz aranıyoruz, kimimiz Mevlâsını, kimileri belâsını.
Bu aranma durumumuz ecelimizin bizi kovalaması şeklinde de oluyor. Hani hatalarımızı bazılarımız biliyor da yakalanmamak için kaçabildiğince kaçıyor gibi. Ne kadar süre, nereye kadar kaçacağız?
 
İnsanlığın gerektirdiği şartlara uymadığımız takdirde suçumuzu artırıyoruz, suç dosyamızı kabartıyoruz demektir.
 
Hakkınızda yakalanma emri çıkarılmış, her an kapınıza polis dayanacakmış hissiyle yaşamak nasıldır?
 
Dünya âleminde suç işlemiş, kaçmış. Sonrada hakkında savcılıkca arama, yakalanma kararı çıkmış nice suçlular bunun nasılını çok iyi bilirler elbet.
 
Şüphesiz yürek yemiş olan en cesaretliler bile sürekli bir panik halindedirler. Her an enselenme, nezarete atılma, o süreç ve sonrasında savcı karşısına ifadeye götürülme endişesi yaşarlar.
 
Aktif gazetecilik yaptığım dönemlerde asayiş ekiplerince çok ev basma, suçlu yakalama olaylarına yakından tanık oldum. 
Devletin görevlisine kafa tutan nice kabadayılar bile yakalanmaları anında kasaba götürülecek kuzu haline bürünüveriyorlardı.
Her ne kadar avukatları, arkalarında maddi manevi kuvvetleri olsa da o bir kaç saatlik süreçte süt dökmüş kedi pozisyonunda oluyorlardı.
 
Hele nezarete konulduklarında, gözaltı süresinde tutulduğunda içindeki umut, arkalıkları sayesinde bir kaç saat sonra kurtarılacağını söylese de
ya aleyhine çok delil varsa, hepten suçlanırda ceza alırsa korkusu, dışarıya belli etmemeye çalışsa da gözlerinin derinliğinde satır satır okunur insan evladının.
 
Bazıları için sonuç bir yerlere tıkılma ve cezaya tabi olma durumuyla neticelenir. 
Kısaca kimsenin yaptığı yanına kâr kalmaz, herkes ettiğinin cezasını çeker, ektiğini biçer.
 
 
Sadede gelirsek yaşamımız süresince yaptığımız yanlışlar yüzünden bir gün yakalanıp hesaba çekilmemiz kaçınılmaz sonumuz olacaktır.
 
Hak Teâlâ hepimizin hakkında her an görevli meleklerine bizi takip ettirip tutanak hazırlatıyor. Ecel polisi peşimizde, yakalanma emrimiz kesinleştiğinde 
nerede olursak olalım, karşımıza çıkacak ve gerek gönüllü, gerekse yaka paça bizi mahkeme-i kübrâya  götürecek.
 
Orada karşısına çıkacağımız hâkim, savunmamızı yapması için avukat dâhi istemeyecek zira her şeyimizin şahidi bizzat Cenab-ı Hak'kın kendisi olacak.
 
Dünya sıkıntılı yer, burada yaptıklarımız geçici olduğu halde bizi bunaltıyor. Ruz-i mahşer yerinde "Huzuru mahşerde" kaçacak saklanacak kapımızda yok, bizi korumasına alacak arkalığımızda.
 
Çünkü orada herkes kendi başının derdine düşecek, kendisini amanlar dileyerek, pişmanlıklarını samimi belirterek aklayabilirse az bir cezayla kurtulabilecek, yoksa vay nicelerinin haline.
 
Ebedi âlemde azaba mâhkum olmamak için, bu dünyada doğru insan, Yüce Yaratıcı'mız Allah'a doğru kul olmaya gayret edelim.
 
Sonrasında hakkımızda çıkan yakalanma kararına vicdanımız rahat bir şekilde itaat edelim. Ve iyi hallerimizden dolayı Rabbimizin affına mazhar olalım. İnşaAllah.
 
Değil mi ki, hiç bir şeyin hiç bir şeye yetmediği yerde, Allah her şeye yeter. Elhamdülillah.
 
Ayfer AYTAÇ
ayferaytac.com
 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..